Cuma, Eylül 30, 2005

Harry Potter ve Melez Prens - ÇIKTI

Büyücüler dünyasında devam eden kargaşa artık Muggle''ların dünyasını da etkilemeye başlamıştır. Harry Potter, Hogwarts''taki altıncı yılını Feci Yorucu Büyücülük Sınavlarına hazırlanarak geçireceğini düşünmektedir. Artık Quidditch takımının da kaptanıdır. Ancak Diagon Yolu''ndaki okul alışverişi sırasında Draco Malfoy''un bir şeyler çevirdiğini fark eder. Lord Voldemort''un geçmişiyle ilgili pek çok bilinmeyen ortaya çıkarken bir yandan da Malfoy''un neyin peşinde olduğunu öğrenmeye çalışan Harry''yi yine zor günler beklemektedir.

http://www.ideefixe.com/kitap/tanim.asp?sid=WLZG806KRP4PNR3QSATK

Yazan :J. K. Rowling;

Çeviren: Kutluhan Kutlu, Sevin Okyay

Yapı Kredi Yayınları; İstanbul, 2005, 14 x 19 cm., 616 sayfa, Türkçe, Karton Kapak.ISBN No: 9750809955

Çarşamba, Eylül 28, 2005

ANDORRA

Gelelim turdaki 2. günümüze;

Tur programında serbest gün olarak geçiyordu. İsteyen kişi başı 60 euro karşılığında Andorra turuna katılabiliyorladı. Kendiniz de Barcelona’dan Andorra’ya otobüsle gidip dönebilirsiniz, gidiş dönüş saatlerine ve sezona göre fiyat değişiyor. Gidiş-dönüş sanırım 36-45 euro civarında.

Otobüs terminaline gitme, bilet alma, yer ayırtma gibi işlerle uğraşıp zaman kaybetmek istemediğimiz için turu satın aldık.

3-3,5 saatlik yolculuktan sonra Andorra’nın başkenti olan Andorra la Vella’ya vardık. Ağustos ayı İspanya genelinde tatil ayı olduğu için, insanlar güneyden tatilden dönerken Andorra’ya alış veriş için uğruyorlarmış. Bu yüzden şehrin girişinde 1,5 km kadar trafik vardı.

Pirene dağlarının ortasında yer alan Andorra, İspanya ve Fransa arasında Avrupa’nın en küçük ülkelerinden biri. Yüzölüçümü 462 km2’dir. Yönetim şekli prenslik olup kendisine ait bir ordusu yoktur. Para birimi euro’dur. Gelir vergisi olmadığı için alışveriş cenneti, dağlık bir ülke olduğundan kışın da kayak cenneti.

Ama biz deliler gibi para harcamadık. Harcamaya gidenler vardı tabii, boyları kadar bavullar ile dönenler vardı :D Dönüşte İspanyol polisi dururup çantaları va faturaları kontrol ediyor, eğer alışveriş tutarı kişi başı 520 euro’yu aşıyorsa, aşan tutardan vergi alıyor.

Andorra Türkiye’ye vize uygulamayan nadir ülkelerden biri. Ancak ulaşım sadece karayolu ile olduğu için Fransa’dan ya da İspanya’dan mutlaka geçmeniz gerekiyor, bu uygulamanın da bir anlamı kalmıyor :D

Biz daha çok ara sokaklarda dolaştık, deli gibi alışveriş yapan kalabalığı izledik, fotoğraf çektik. Hatıra olsun diye buzdolabı süsü ve kartpostal aldık.

Şehir dik dağların içine kurulmuş, alışveriş merkezlerinin aralarından zor da olsa dağ manzarası görülebiliyor. Zaten Pirene dağlarının ortasında, Avrupa’nın en yüksek ülkesiymiş. Bir yorgunluk kahvesi içmek için yer bile bulamadık. Cafe yerine bir elektronik eşya satan dükkan açmak daha karlı sanırım :)

4 saat bize çok bile geldi. 16:00 gibi Barcelona’ya doğru yola çıktık. 19:00 gibi oteldeydik. Hava 21:00 gibi karardığı için şehri görmek için hemen dışarı fırladık.





Pazartesi, Eylül 26, 2005

İspanya Gezisine Devam

Merhaba,

İnanmayacaksınız ama, bugüne kadar anlattıklarım ilk gün gördüğümüz yerlerdi. Nihayet turumuzun 2. gününe geldik. Aslında tur programına göre 3. gün :)

İlk günümüz havaalanında geçtiği ve otele ancak 02:00 gibi gelebildiğimiz için ilk günü tura dahil etmiyorum. Ama tur şirketleri, süreyi daha uzun göstermek için uçuş olan günleri de hesaplıyorlar.

Tura ilk kayıt yaptırdığımızda İstanbul’dan çıkışta uçağın kalkış saati 17:25’ti. 3,5 saat uçuştan sonra 20:30 gibi Barselona’da oluruz diye hesaplamıştık. ( Ordaki yerel saat Türkiye’den 1 saat geri) Zaten İspanyollar akşam yemeklerini 22:00 civarı yedikleri için bavulu bıraktıktan sonra hemen şehre ineriz diye planlamıştık.

Tur tarihinden ancak bir gün önce biletlerimiz elimize ulaştı ve uçak kalkış saatinin 20:30’a alındığını öğrendik. Zaten tarifeli sefer olmadığı için rötardan şüpheleniyordum, ama daha gitmeden 3 saat ileri atılmasını beklemiyordum.

Bu 3 saate bir de 1 saat rötar eklenince 21:45 gibi uçak havalandı. Transfer, bagaj, vize işlemleri derken 02:00 gibi oteldeydik.

Katılacağınız tur seçiminde fiyat, havayolu şirketi, otel gibi detaylar dışında uçak saatlerine de dikkat etmenizi öneririm.

Turun 2. gününe ilgili fotoğraflarla devam edeceğim.

Sevgiler

Salı, Eylül 20, 2005

Barcelona- La Rambla

Merhaba,

Gezi fotoğraflarını daha sık yayınlayamadığım için kusura bakmayın. Biraz kesintiye uğratıyorum galiba. Takip eden arkadaşlar için fırsat buldukça fotoğraflardan yayınlamaya devam edeceğim.

La Rambla, Barcelona'nın en hareketli caddesi. İstanbul'daki İstiklal Caddesine benzetebilirsiniz. Cadde üzerinde bir çok kafe, gazeteci, hediyelik eşya satan yer bulabilirsiniz.

Dans gösterisi yapan sokak sanatçılarını izleyebilirsiniz. Değişik kıyafetler (gladyatör, şövalye, matador, ...) giymiş veya üstlerindeki kıyafetleri ve yüzlerini, hatta kulaklarına kadar her şeyi aynı renkte boyamış, donup kalmış halde poz verenlerle (canlı heykel) karşılaşabilirsiniz. Ufak bir bahşiş karşılığında birlikte fotoğraf çektirebilirsiniz. Diğer Avrupa kentlerinde de bu şekilde para kazanları görebilirsiniz. Özellikle şövalye, matador gibi giyinenler turistlerin çok ilgisini çekiyor.

Alltaki resim yine Barcelona'nın önemli meydanlarından Plaça de Reial. Meydanda Gaudi'nin tasarladığı 2 sokak lambasını ve çeşmeyi görebilirsiniz.

Şehri yürüyerek gezmek daha eğlnceli oluyor, ara sıra kaybolma riski var tabii :) Ama detaylı bir sokak haritası ile nerede olduğunuzu bulabiliyorsunuz. Kaybolurken de esas Barcelona sokaklarını, ilginç binaları görebilirsiniz.

Uzun uğraşlardan sonra La Rambla'nın solundaki sokaklardan birindeki Gaudi'nin eseri olan Plau Güell'i bulduk, ancak tadilattaydı :( Hemen zaman kaybetmeden Picasso Müzesini aramaya başladık, ama ara sokaklarda olduğu için bulmamız biraz zor oldu.

Aşağıdaki fotoğraf Picasso müzesinin girişinden. Müzede fotoğraf çekilmiyor, torba veya büyük çantalarla girilmesine izin verilmiyor. Ayrıca resimden anlıyorsanız ve Picasso'nun özel hayranı iseniz o zaman bu müze size anlamlı gelecektir. Müzede genellikle Picasso'nun erken dönem eserleri (Mavi ve Pembe dönem) var. Küçük ahşap parçaları üzerine yaptığı manzara resimlerini görebilirsiniz. Picasso'yu Picasso yapan resimlerden pek yoktu, yine de popüler müzeler arasındaymış. Zamanınız az ise bizce pas geçebilirsiniz. (Girişi 6 euro sanırım)


Yürümekten çok yorulduğumuz için bir kahve molası verelim dedik. Akşam üstü olduğu için, muhtemelen siestadan yeni döndükleri için Plaça de Reial'de oturduğumuz kafelerde ya hiç kimse ilgilenmedi ya da yemek yemeyeceğimizi anladıkları için pek pas vermediler. Zaten oturmadan önce yemek mi, içecek mi diye sorup, ona göre masa gösteriyorlar.

Fiyatları biraz pahalı bulduk. Hafiften acıktığımız için patates falan mı yesek dedik, ama fiyatını 15 euro görünce hemen vazgeçtik. Bir tavsiye üzerine bir kafeye gitmek daha iyi olur. Fiyatları gördükten sonra kalkmanızda hiç bir sakınca yok. Meydandan çıktıktan sonra La Rambla'da sağ tarafta ilerde bir dondurmacı vardı, test ettik güzeldi, tavsiye ederiz.

O kadar yürümeden sonra dondurma iyi geldi :) Enerjimizi depolayıp sokaklarda kaybolmaya devam ettik.

Sevgiler.

Perşembe, Eylül 15, 2005

Elmalı Mozaik Pasta


Aslında ikinci tarifim de başka bir çeşit elmalı kek olacaktı. Ancak değişik, ama pratik bir şeyler yapmak istedim. AfiyetOlsun.net'teki bu tarifi denedim. Bence çok hafif yaz tatlısı oldu.

Malzemeler :
1 paket Petibör bisküvi (200 gr)
1,5 su bardağı süt
1 paket Vanilyalı puding
2 adet Elma
2 su bardağı ceviz ( 1 su bardağı iri çekilmiş kullandım)

Yapılışı :
Puding süt ile pişirilir ve soğumaya bırakılır. Bisküviler bir kabın içine kırılır, cevizler eklenir. ( rondada iri kalacak şekilde çektim) Elmalar rendelenip, bisküvilere eklenir. Ardından soğuyan puding de karışıma eklenip yoğurulur. Malzemelerbirbirine yapışıp, toplanınca bir poşete şekil vererek sarılır ve buzlukta 2-3 saat bekletilir.
Sonra çikolatalı dondurma ile servis edilir.

Elmalı Kek

İlk tarifim üye olduğum bir yemek listesinde gelmişti. Çok hafif bir kek oluyor. Yanında sade dondurma ile servis yapmanızı öneririm.


Malzemeler :
2 yumurta
125 gr becel
1/2 su bardağı tozşeker
1 su bardağı süt
2 su bardağı un
1 paket vanila
1 paket kabartma tozu
2 elma
Tabanı için 1 tatlı kaşığı tarçın ile 1/2 su bardağı toz şeker

Yapılışı :
125 gr becel yerine 1 çay bardağı zeytinyağı kullandım. Toz şeker ile yumurtaları çırptıktan sonra sırayla yağ, un, vanilya ve kabartma tozunu ekleyip iyice çırpıyoruz.

Ortası oluklu olmayan bir kek kalıbının dibine çıkartması kolay olması açısından alimunyum folyo ya da yağlı kağıt koyuyoruz. 1/2 su bardağı toz şeker ile tarçını karıştırdıktan sonra kek kalıbının dibine her yanda eşit olacak şekilde serpiyoruz. Elmaların kabuklarını soyup dilimledikten sonra şekil vererek kek kalıbındaki tarçın-şekerin üzerine yerleştiriyoruz. Kek hamurunu kalıbımıza döktükten sonra 175 derece fırında 35 dakika pişiriyoruz.

Kek piştikten sonra (hatta ılındıktan sonra) keki kalıptan çıkartıp ters çevirin (tabandaki elmalar üstte kalacak şekilde). Sonra da afiyetle yiyebilirsiniz.

Elmalı Kısır


Elma ile hep tatlı yapacak değiliz ya, şöyle değişik bir şeyler de olmalı derken Ülker'in sitesinde aşağıdaki tarife rastladım.

Malzemeleri ve yapılışını aynen aktarıyorum. Ancak ben tarifi birebir uygulamadım. Bir su bardağı ince bulguru üzerini bir parmak geçecek kadar sıcak su ile ıslattım, suyunu çekene kadar bekledim. Taze ve kuru soğanı daha az kullandım. Bir elma da bence yeterli oldu.

Malzemeler :
2 su bardağı ince bulgur (1 saat suda bekletilmiş ve süzülmüş)
2 adet kuru soğan (İnce doğranmış)
2 adet domates (Kabuksuz, doğranmış)
1 bağ maydanoz (İnce kıyılmış)
1 bağ taze nane (İnce kıyılmış)
1 bağ taze soğan (İnce kıyılmış) Su
1 çay bardağı Altın Hasat Zeytinyağı
1 adet limonun suyu ve nar ekşisi
2 adet ekşi elma (Soyulmuş, küçük kare doğranıp limon suyu ile karıştırılmış)
1 çay kaşığı kırmızı biber

Yapılışı :
• Çukur bir kap içine önce soğanı, tuzu ve bulguru koyup biraz ezerek karıştırın.
• Su hariç tüm malzemeyi ilave ettikten sonra ezmeden karıştırın. Lezzetini kontrol edin.
• Yeşil salata ile yaprak tabak üzerinde servis yapın.

Salı, Eylül 13, 2005

Book Meme - tagged!

Merhaba,

Bu seferki sobelemenin konusu tam bana göre, Burcu'ya teşekkürler. Kendimi bildim bileli kitap okurum. Daha ilkokula başlamadan okumayı öğrendiğim için hiç Cin Ali kitabım olmadı. Okumaya Ayşegül serisi ve Ömer Seyfettin'in kitapları ile başladım galiba :)

Kitabın konusu, içeriğinin yoğunluğu kadar kitabın dili, yazarı, çevirmeni de benim için önemlidir. Okuduğum kitapları çok nadiren iki kez okurum. Şimdiye kadar iki kez okuduğum kitaplar Şeker Portakalı ve Yaşar Kemal'in Dağın Öte Yüzü serisi (Orta Direk, Yer Demir Gök Bakır, Ölmez Otu)

Kaç kitabım var?

Malesef bilmiyorum. Ama liseden beri, yani yaklaşık 12 senedir, okuduğum kitapların listesini (kitabın adı, yazarı ve okuduğum ay-yıl) tutuyorum. Kitaplarımın bir kısmı İzmir'de, bir kısmı da İstanbul'da olduğu için yaklaşık 300-400 diyebilirim.

En son aldığım kitap?

Genelde bir tane kitap almam. Yeni çıkanları ve çok satanları inceleyip toplu alırım. Tatile çıkmadan önce aldığım kitaplar;

  • Şu Çılgın Türkler
  • Ademler ve Havvalar 4
  • Avucumdaki Patikalar
  • Yolculuk Nereye Hemşerim?
  • Erkekler Neden Evlenir?
  • Kadınlar Neden Evlenir?

En son okuduğum kitap

Gülin Aköz'ün Avucumda Patikalar adlı kitabı. Ancak anlatım tarzını ve içeriğini pek beğenmedim. O kadar yeri gezip gördükten sonra içeriği biraz daha derli toplu, bütünlüğü olan bir kitap olmalıydı. Umarım ikinci kitabı daha iyi olur.

Paralellinde de Gülse Birsel'in kitabını bitirdim. Kesinlikle çok ilginç tespitleri var. Ancak okuyacaklara tavsiyem, her yazının başında koyu yazılmış bir bölüm var, orayı okuyarak zaman kaybetmeyin. Çünkü o bölüm zaten yazının içinde geçiyor.

Benim için anlamı olan 5 kitap

Şeker Portakalı : Bu kitabı iki kez farklı yaşlarda okudum ve kitabın farklı yerlerinden etkilendim.

Eskiden iyi bir Orhan Pamuk okuruydum. Ancak son kitapları favorilerim arasında değil. Benim sevdiklerim Cevdet Bey ve Oğulları, Sessiz Ev ve Beyaz Kale.

Ursula K. Le Guin'in Yerdeniz serisi : Yerdeniz Büyücüsü, Atuan Mezarları, En Uzak Sahil, Tehanu, Yerdeniz Öyküleri. Üniversitede yurtta kalırken bitirse de okusam diye birbirimizin gözünün içine baktığımız bir seridir :)

Yüzüklerin Efendisi üçlemesi, bir aralar çok popüler olduğu için önce önyargı ile yaklaştığım, ama daha sonra soluksuz bitirdiğim bir seridir.

5. olarak kimilerinin çok sevdiği, kimilerinin de çok uçuk bulduğu için sevmediği, ama benim çok beğendiğim Buket Uzuner'in kitabı Balık İzlerinin Sesi. İçinde o kadar güzel cümleler vardı ki, not almaktan, kitap çizik içinde kalmıştı.

Ben de Meral ile Manolya'yı sobeliyorum.

Pazartesi, Eylül 12, 2005

Kolye



Geçen haftasonu doğum günü olan bir arkadaşıma hediye olarak yaptığım kolyeyi paylaşmak istiyorum. Yapımı yine çivi - halka. Ucundaki kelebek benim hoşuma gitti, hele de pembe kristal antenleri ile çok şeker oldu.

Cuma, Eylül 09, 2005

ElmaYE#2

Bir önceki şeftali gününü izinde olduğum için kaçırmıştım. Ama Elma gününe katılacağım. Öyle aman aman müthiş tarifler değil, şimdilik aklımda 2 kek tarifi var. Hepsini evde bitiremeyeceğimiz için işyerindeki arkadaşlar yaşadı :D

Salı, Eylül 06, 2005

Barcelona'ya Devam

Panaromik şehir turumuza devam ediyoruz. Montjuik tepesinden Barselona'yı kuşbakışı görebilirsiniz. Hatta teleferikle denizin üzerinden şehre inebilirsiniz. Heyecanlı ve güzel bir deneyim olsa gerek. Ancak bizim binmeye zamanımız olmadı :(


Sardana, İspanya'nın Katalan bölgesinin geleneksel dansıdır. Halka olarak müzik eşliğinde oynanan hızlı bir dans. NOT : Sagrada Familia'nın yer aldığı meydanda Pazar günleri öğleden sonraları dans edenleri görebilirmişsiniz.


Panaromik turumuz Colomb meydanında son buldu. Colomb aslında İtalyan, ancak İspanyol kraliçesi Isabel Katolika'nın desteğiyle seyahatlerini gerçekleştirmiş.


Serbest zamanda ilk işimiz öğle yemeği yemek oldu. Bunun için Rambla de Mar'a gittik. Colomb meydanından buraya ahşap geniş bir iskele üzerinden yürüyerek ulaşabiliyorsunuz. Burda büyük bir alışveriş merkezi var, altında bir sürü restoran, kafe bulabilirsiniz. Burada ayrıca çok salonlu bir sinema kompleksi ve bir de 3D sinema var. Yemekle zaman kaybetmemek için Pan & Company'de baget sandviç yedik. (İki kişi 12 euro civarı ödedik. )

Colomb Meydanının hemen yanında denizcilik müzesi var, ancak Rambla de Mar'daki Avrupa'nın 2. büyük akvaryumunu görmek bize daha cazip geldi. Girişte sıra var gibi görünse de, yığılma şeklinde bir sıra olmadığı için hızlı ileriliyor. Kişi başı giriş ücreti 14 euro. (En pahalı girişi olan yerlerden biri)


Balıkları büyük akvaryumlar içinde izleyebiliyorsunuz. Küçük köpekbalıkları ( uzunluğu 1,5 metre olsa gerek ), renkli balıklar, büyük su kaplumbağaları, denizatı, penguen, şeffaf balıklar ... görebilirsiniz. Özellikle büyük akvaryum çok güzeldi. Etrafındaki yürüyen bant sayesinde ilginiz dağılmadan, insanların arasından yer bulma kaygısı olmadan akvaryumdaki balıkları keyifle izleyebiliyorsunuz.

İçerde flaşla fotoğraf çekmek yasak, flaşsız da fotoğraflar net çıkmıyor. Digital makinanızın video özelliği varsa 1-2 sn'lik video çekimleri fotoğraftan daha başarılı, aklınızda olsun.

NOT : Fotoğrafların üzerine tıklayarak daha büyük görebilirsiniz.

Cumartesi, Eylül 03, 2005

Takı Yapmaya Devam


Tatil anılarına biraz ara verip izinliyken yaptığım takıları paylaşmak istiyorum. Aslında kolye teknik hep aynı, ama boncukların dizilişi değişince ortaya çok güzel kolyeler çıkabiliyor.


Küpelerin boncukları çok hoşuma gitmişti. İkişer tane alıp hemen küpe yaptım. Boncuklar bazı İstanbullu arkadaşlara tanıdık gelecektir. Kadıköy'deki bujuteriye yeni boncuklar gelmiş, ilgilenenlere duyrulur.

Fuardan da boncuk almış olmama rağmen ordan dayanamayıp, yine bir torba boncuk aldım. Bu sefer de kristal, metal ya da kum boncuk falan almam gerekiyor :)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...