Cumartesi, Temmuz 30, 2005

MEME : THE COOK NEXT DOOR

Herkese Merhaba,



Sobelenenlerin yazdıklarını ne güzel sessiz sessiz okuyordum, ama kaçamadım, ben de sobelendim. Sevgili Manolya beni sobelemiş. Şimdi ne yazacağım? Acaba parça parça yazsam mı? Ben kimi sobeleyeyim derken oturdum bilgisayarın başına.

Bu arada yeni bir SOBE daha geliyor sanırım, yemek blogları arasında dolaşırken Tee Time 'in blog'unda gördüm, konusu da kahvaltı, şimdiden hazırlanmak isteyenlere duyrulur.

Eveeet benim mutfak maceralarımla ilgili cevaplara gelirsek...

İlk mutfak maceran neydi, neler hatırlıyorsun?

Üzgünüm hiç hatırlamıyorum. Çocukken yemekle aram pek iyi değildi, yemek yeme konusunda annemi çok uğraştırırdım. Hatta bebekken bile bana mama yedirirken ilgimi çekmek için babamın alet çantasındakileri bile kullanırlarmış :)

Çocukluğumda yemekle ilgili en kalıcı hatıram yaprak sarması ile ilgili. Annem yaprak sarması yaparken mutlaka yardım ederdim. Benim küçük bir tencerem olurdu, kendi sardıklarımı onun içine koyardım, ayrı pişerdi ve sadece ben yerdim.

Bir de annem un kurabiyesi yaparken yardım ederdim. Annem kurabiyeleri yuvarlak yapardı, (artık perhiz olayından dolayı kurabiye pek yapmıyor) ben de üstlerine minik toplar koyardım.

Yemek yapma stilini en çok etkileyen kimdi?

Annem bana yemekle ilgili çok bir şey yaptırmazdı, ama saolsun mutfakla ilgili temel teknikleri anlatmıştır. Liseyi yatılı okudum, üniversitede yurtta kaldım. Kendi evime çıkana kadar pek yemek yapmaya fırsatım olmadı. Evlenince ise eşim (o da Ege'li) de benim gibi sebze yemeği sevdiği için yemek yapma tarzım pek değişmedi.
Temel sebze yemekleri, çorbalar ve pratik yemekler konusunda hiç zorlanmadım. Daha sonra yemek dergileri, kitaplar, tarifler sayesinde yemek dağarcığımı hamur işleri konusunda da genişlettim.

Yemeğe ve yemek dünyasına olan ilgini kanıtlayan bir resmin var mi? Bize göstermek ister misin?

Üzgünüm yok :(

Mutfakta kendisine karşı fobin olan bir şey var mı? Yaparken seni/avuçlarını terleten bir yemek mesela?

Sebze yemekleri ve balık konusunda bir sorun yok, ama evde kırmızı eti pek tercih etmediğimiz için et yemekleri hakkında bir fikrim yok. Yapamayacağımı düşündüğüm bir tarife başlamam.

Bir de dergideki tariflerin fotolarına kanmamaya çalışıyorum. Geçen sene hindi kıymalı bir kabak tarifi denemiştim. Ne eşim beğendi, ne de ben, harcadığım emeğe ve zaman acıyarak çöpe dökmek zorunda kaldım. Neyse ki tam tarif olarak hazırlamamıştım, fazla bir şey ziyan olmadı.

O yüzden yeni bir tarif denerken daha dikkatli davranıyorum. Bu açıdan yemek ile ilgili bloglar çok faydalı, hem yapana bir soru olursa danışabiliyorsunuz, hem de deneyenlerin yorumlarını okuyabiliyorsunuz.

Mutfakta hangi yardımcını vazgeçilmez buluyorsun? Alıp da çok gereksiz bulduğun nedir mutfakta?

Mutfakta malzeme fazlalığı yaratmayı sevmiyorum, eşyalar az ve öz olmalı. En çok kullandığım şeyler su ısıtıcısı, rondo, sarmısak kıyıcı ve mikser.

Sarımsak kıyıcıyı marketten 1.5 YTL'ye almıştım. İçine kabukları soyulmuş sarımsağı koyuyorsunuz, sonra üstteki vidayı sıkıştırıyorsunuz, alttan da kıyma gibi sarımsak çıkıyor. Deliklerde kalan sarımsağı kürdan ile temizleyebilirsiniz. Bu aletle karşılaştırınca sarımsak rendesi, sıkıcı çok gereksiz kalıyor, hatta hiç kullanmadığım aletlerdendir.

Rondo ile muzlu süt, mikser ile ayran yapıyorum. Hal böyle olunca mutfak robotu almak direkt kalabalığa neden oluyor, iyi ki de kampanyalara kanıp almamışım :)

Bir kaç garip belki de komik yemek çeşidi söyle, senin çok sevdiğin ama senden başka kimsenin sevmeyeceğini düşündügün bir yemek.

Bu soruya cevap vermek zor. Genelde hafif sebze yemeklerini sevdiğimiz için öyle değişik isimli bi yemek aklıma gelmedi.

Bu arada hep sebzelerden söz ettiğim için beni zafıy sanmayın, balık eti olma sınırındayım :) Çok güzel kek yaparım, bir ara sarmıştım, sürekli yeni kek tarifleri deniyordum. Şimdilerde ara ara yapıyorum, bir kısmını eve ayırıp geri kalanını işyerindeki arkadaşlarıma götürüyorum. (yaşasın yaşasın diyorlar ve yeni denemeler konusunda teşvik ediyorlar)

Hangi 3 malzemeden veya yemekten vazgeçemezsin?

Zeytinyağı, soğan ve yoğurt.

Yemek olarak yazın zeytinyağlı taze fasulye, kışın mercimek ya da yoğurt çorbası.

Üç kısa soru daha. En çok sevdiğin dondurma çeşidi...

4 tane söylesem : sade, antepfıstıklı, kakaolu ve karadut (yeni gözdem)

Asla yemeyi düşünmediğin şey...

Böcek gibi olan deniz ürünleri. Kokusuna dayanamadığım için koyun peyniri ve benzeri ürünleri. Ha bir de sanki hayvanın dilini ısırıyormuş gibi geldiği için kesinlikle dil yiyemem.

Özel bir yemeğin/ spesiyalin var mı?

Aslında özel bir yemeğim yok, eğer yeni bir tarif denemiyorsam, yemekleri birebir aynı yapmam, kendim de mutlaka bir şey katarım.

Keklerim ve tiramisu çok beğeniliyor.

Seni sobeleyen ebeleyen aşçı:

Manolya

Sobelediğin Ebelediğin 3 aşçı:

Evdeki malzemelerle hemencecik güzel kek, kurabiye yapan becerikli arkadaşım Emel

Blog'undaki güzel ahşap boyamalarına bakınca becerikli elleriyle güzel yemek yaptığını düşündüğüm Nazlı

Elişi yaptığına göre güzel yemek yaptığına inandığım Eda

Perşembe, Temmuz 28, 2005

Takı ile ilgili site

http://www.etaki.net/

İnternetten takı satın alabileceğiniz veya satabileceğiniz bir site açılmış. Ayrıca sitenizin linkini ekleyebiliyorsunuz.

http://dizin.etaki.net/

Salı, Temmuz 26, 2005

Takı 7



Boncukları aldığım yerde incilerde indirim vardı, ben de her renginden almıştım. Daha önceden aldığım kristallerle bu incileri karıştırarak zincir-çivi kolyelerime devam ediyorum.

Cuma, Temmuz 22, 2005

Takı 6



Zincir, halka ile takı yapımına fena halde takmış durumdayım. Boncuk aldığım dükkanda çek incilerinde kampanya vardı, farklı renklerde bir sürü inci aldım. Kristal ya da metalle biraraya getirince ortaya çok şık kolyeler çıkıyor.

Resimdekinin bir de daha kısa ve yavru ağzı renkte olanını da yaptım, ( fotosunu koyacağım) o da çok şeker oldu.

Perşembe, Temmuz 21, 2005

Kitap Önerisi - Küçük Şeyler 1

Hepimiz Üstün Dökmen'i TRT1'de pazar sabahları yayınlanan programından tanıyoruz. Aslında kitap çıkalı bayağı oldu, ama bu kitap için 'bir kere okudum, artık bir daha okumama gerek yok' diyemeyiz. Dönem dönem tekrar okunabilecek bir kitap. Kişiliğimiz sürekli değişim/gelişim halinde olduğu için her okuduğunuz farklı şeyler dikkatinizi çekebilir, yeni şeyler öğrenebilirsiniz.

Kitabın dili yalın, açık; örnekler esprili. Hatta örneklerle anlatıyor olması kitabı daha anlaşılır hale getiriyor. Okuduğunuzda konular zaten bilindik, hatta biraz da derinliği az gelebilir. Ama amaç kitap okumayanlara bile ulaşmak, onlara da bir şeyler kazandırmak olduğu için bu anlatım tarzı mantıklı oluyor. Fiyatını da makul tutmuşlar.

Bu kitap serinin ilk kitabıymış ve beş kitaba tamamlanacakmış. Ayrıca tv programlarındaki bölümlerin de olacağı bir VCD hazırlanıyormuş.

Kitapla ilgili tanıtım yazısı;
--------------------------
Sistem Yayıncılık, Aralık 2004, Fiyatı : 5 YTL

Bir süredir televizyonda "Küçük Şeyler" adlı bir program yapıyorum. Bu kitap, bu programdaki bazı konuların genişletilmesi ve yeni konuların eklenmesiyle oluştu. Kitabın çerçevesi, insan ilişkileri, iletişim hataları, yaşama sevinci, çocuklarla iletişim, eşlerle iletişim, rollerimiz, kadın-erkek eşitliği...
Bugüne kadar akademik kitapların yanı sıra, kısmen akademik, kısmen popüler sayılabilecek iki psikoloji kitabı yazdım (İletişim Çatışmaları ve Empati ile Varolmak, Gelişmek, Uzlaşmak.) Bunlar, daha çok meslektaşlarıma, psikoloji ve psikolojik danışmanlık öğrencilerine yönelikti. Fakat bunun yanı sıra bu iki kitapta, mesleği psikoloji olmayanlara da yönelmeye çalıştım. Buna rağmen, alanı psikoloji-eğitim olmayanlara bu iki kitap biraz teknik geldi galiba. Bazı okuyucularım, kendileri için "daha rahat anlaşılır" bir kitap istediler. Bu kitapta bu öneriye uymaya çalıştım.
Kitapta, temel konulara, özellikle toplumun ihtiyacı olduğunu düşündüğüm ve seminerlerimde izleyenlerin etkilendiklerini gözlediğim konulara yer verdim.
Pek çok kişi televizyondaki "Küçük Şeyler" adlı programımızı izledi, beğendi. Kitap ve televizyon farklı şeyler. Televizyon renkli, ama kitap da gerekli. Televizyonda paylaşamadığım, tartışamadığım konuları kitapta ele almaya çalışacağım.

Kaynak : http://www.pandora.com.tr/urun.asp?id=117757

Çarşamba, Temmuz 20, 2005

Halhal Örnekleri





Takı ile uğraşan arkadaşlara duyrulur. Ben pek kullanamam, ama sevecek çıkabilir diye yayınlıyorum. Resimlerin kaynağını malesef bilmiyorum, bugün bir e-posta yönlendirmesi ile geldi.

Pazartesi, Temmuz 18, 2005

Takı 5



Takı maceram, bir küpe ve kolye ile devam ediyor. Halka küpeyi çok sevdiğim için sarı halkayı görünce, biraz pahalı olmasına rağmen hemen aldım, kristallerle süsledim. Ama arkalığını almayı unutmuşum :( Artık evdeki küpelerimden birinden uyduracağım.

Takı işine başladığımdan beri kristallere dayanamıyorum, pahalı olmasına rağmen azar azar alıyorum. Yeşil küp kristallerle üstteki kolyeyi yaptım.

Pazar, Temmuz 17, 2005

Takı Standı


Küpe takmayı çok sevdiğim için şifonyerin üstü doluydu, bir de kendim takı yapmaya başlayınca ortalık iyice küpe, kolye oldu. Resimde gördüğünüz standı karfurdaki bir mağazada tesadüfen görüp aldım.

Ama yaratıcı blog arkadaşlarımın buna benzer bir şeyi başka bir malzemeden yapabileceklerinden eminim. Benim ilk aklıma gelen, hani kupa (bardak) askılığı var ya, kolye ve bilezikler için kullanılabilir.

Cuma, Temmuz 15, 2005

Takı 4




Fırsat buldukça takı denemelerime devam ediyorum. Cumartesi günü Kadıköy'deki takı malzemesi satan dükkanları talan ettim, deli gibi boncuk aldım. Eve gelince kayınvalideme hemen incili kolyeyi yaptım, çok beğendi.

Takı malzemesi satan bir dükkanda her şey var, ama farklı dükkanlarda farklı farklı boncuklar, metaller, renkler bulabilirsiniz.

Birbiriyle alakalı alakasız o kadar çok boncuğum oldu ki, ne yapsam nerden başlasam bilemiyorum. Gülay Öztürk'ün Takı'ntı kitabında gördüğüm bir kolye var, onu denemeyi planlıyorum.

Çarşamba, Temmuz 13, 2005

Limonata

Limonlu kek yaptık, elimizde kabuğu rendelenmiş 2 tane limonumuz var. Ne yapsak derken şu sıcak yaz günlerinde harareti kesmesi, susuzluğu gidermesi için tabii ki limonata yapacağız.

Malzemeler;
  • 3 limonun suyu
  • Bir avuç taze nane yaprağı
  • 1 limonun kabuğunun rendesi
  • 5 yemek kaşığı şeker (biz biraz ekşi sevdiğimizden şekeri az oluyor)
  • 5 su bardağı su

Yapılışı;

  • 1 yemek kaşığı şeker, taze nane yaprakları ve limon kabuğu rendesini havana doldurun, havanda güzelce ezin.
  • Sürahide 4 kaşık şekeri 4-5 bardak su ile iyice eritin.
  • Limon suyunu ve havanda ezdiğiniz malzemeleri ekleyin, karıştırın.
  • Buzdolabında 1-2 saat dinlendirin.
  • İnce bir süzgeçten geçirip servis yapabilirsiniz.

Afiyet olsun

Limonlu Kek


Malzemeler;
  • 4 yumurta
  • 1,5 su bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı sıvıyağ
  • 1 su bardağı süt
  • 3,5 su bardağı un
  • 2 limonun kabuğunun rendesi
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya

Yapılışı;

  • Yumurtalar bir kaba kırılır ve tozşekerle iyice çırpılır.
  • Başka bir kapta un, vanilya ve kabartma tozu harmanlanır.
  • Azar azar yumurta-şeker karışımına eklenir.
  • En son olarak da limon kabuğu rendesini ekleyip karıştırın.
  • Yağlanmış kek kalıbına dökün.
  • 175 derece fırında yaklaşık 35-40 dakika pişirin.

Hızlı ve yapımı kolay bir kek tarifi ve kesinlikle çok güzel kabarıyor. Kek yaparken zeytinyağı kullanıyorum, tadında çok fark edilmiyor, böylece hamur işleri daha sağlıklı oluyor :) Kek yaparken kelepçeli teflon kalıp kullanıyorum. İyice soğuduktan sonra kelepçesini açıyorum, kek servise hazır.

Afiyet olsun.

Pazar, Temmuz 10, 2005

İstanbul'dan Görüntüler



Üsküdar Vapur İskelesi



Fatih Sultan Mehmet köprüsü (2. köprü)



Çırağan Sarayı

Cumartesi, Temmuz 09, 2005

Takı 3





Yoğun geçen 2 haftadan sonra nihayet evde hobilerime zaman ayırma fırsatı buldum. Emel'in daha önce merak ettiği yeşil boncuklarla misinalı bir kolye denemesi yaptım. Elişlerini seven bir arkadaşım da yurtdışından geldi, bu sene de uzun küpeler moda ya, ona da hediye olarak resimdeki küpeleri yaptım.

Sırada küre şeklinde renkli cam boncuklarım var, onları misina taşımayacağı için zincirle karıştırarak kolye yapmayı düşünüyorum. Ama önce zincir almam gerek :)

Çarşamba, Temmuz 06, 2005

Menekşe



Söz madem çiçeklerden açıldı, Emel de sormuşken, menekşemden de söz etmesem olmaz. Menekşenin başına gelenleri ve tecrübelerimi anlatayım. Tabii bu bakımı bilerek yapmadım, çiçeğin yerini sevmesinden dolayı biraz tesadüf olabilir :)

Resimde gördüğünüz menekşeyi 5-6 sene önce bir arkadaşım ev hediyesi olarak getirmişti. 4 sene eski evimde güneş alan mutfak penceresinde durdu, bir kaç kez yanlışlıkla düşürdüm, çürüme - kuruma tehlikesi yaşadı. Her şeye rağmen dayandı.

Yeni evimde bu sefer salona koydum, salon öğlenden sonraları iyi güneş alıyor, ama güneş direkt çiçeğin üzerine gelmiyor. Saksısını ve toğrağını değiştirdim, düzenli suladım, toprağın nemli olması yeterli. Çevresindeki büyük yaprakları, güç yeni açan yapraklara gitsin diye solmasa bile ara ara kopradım. ( Lilyumlara dikkatli bakarsanız 4 tane goncası olanın çiçekleri daha küçük, 2 tane olanın çiçekleri daha büyük. )

Yaklaşık 1,5 sene salonda sakin sakin durduktan sonra geçen mayıs ayında resimde gördüğünüz gibi birden coşarak açtı. Şimdi yine sakin sakin duruyor yerinde. Bakalım bir daha ne zaman açacak?

Bu kadar çiçeğim olduktan sonra bırakıp da bir yere gidemiyorum, ben yokken susuz kalmamaları için ne öneririrsiniz?

Salı, Temmuz 05, 2005

Lilyumlar

Takı Macerası 2




Takı macerama devam ediyorum, mumlu iple resimde gördüğünüz kolyeyi ve küpeleri yaptım. Boncuklar size tanıdık gelecektir, sevgili Burcu'nun da sevdiği boncuklardan geçen hafta ben de almıştım. Akide şekeri gibi duruyor, insanın çıtır çıtır yiyesi geliyor :)

Cumartesi, Temmuz 02, 2005

Ve lilyumlar açıyor



Dün akşam yatarken lilyumları kontrol ettiğimde tomurcuklar şişmiş, patlamaya hazırdı. Sabah ilk işim, yüzümü bile yıkamadan balkona gitmek oldu, veee tomurcuklardan biri patlamıştı.

İlk fotoğrafı sabah, diğerini de akşam çektim, heyecanla diğerlerinin de açmasını bekliyorum.

Cuma, Temmuz 01, 2005

Küpe



Ve işte ilk küpelerim karşınızda. Boncukları taktıktan sonra çivilerin ucunda göz yapacağım diye bayağı uğraştıktan sonra (nasıl becerdim bilmiyorum, ama 1-2 çivi kırdıktan sonra ) nihayet küpeleri yapabildim.

Bundan sonraki projem mumlu iplerle kolye olacak, ama önce çantanın boncuklarını dikmeyi bitirmeliyim.

Bu aralar çok maymun iştahlı oldum galiba, ee bu kadar elişi günlüğü gezersem, bu kadar güzel şeyler görürsem olacağı budur, hepsinden yapasım geliyor n'apayım.

Takı Malzemeleri















Yaşasın yaşasın, artık benim de takı malzemlerim hazır. Blog'un adını İncik Boncuk yapıp da boncuklarla uğraşmasam olmazdı. Emel'in değerli yardımlarıyla temel malzemeleri aldık.

Neler mi aldık (bakalım öğrenmiş miyim);
  • Çivi, küpe iğnesi, halka
  • Klips, deri kapama, bit (birbirleriyle uyumlu renklerde)
  • Keski ve yuvarlak uçlu pense
  • Misina, lastikli ip (bileklik için)
  • Mumlu ip
  • Birbirleriyle uyumlu irili ufaklı boncuk
  • Farklı renklerde kum boncuk
  • Kristal boncuk
  • Ve ortalığı boncuk yapmayayım diye boncuk çantası

İlk denemelerim az sonra ...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...