Cuma, Kasım 21, 2008
Yağmur ve Şemsiye
Perşembe, Ekim 09, 2008
Ikea Hacker
Çarşamba, Eylül 10, 2008
Mola mı?
Perşembe, Temmuz 03, 2008
2 Film
Daha değişik bir film olsun derseniz 2002 yapımı biraz eski bir film olan Tarafsız Bölge'yi öneririm. 2002'de gösterimdeyken yakın bir arkadaşım izlemişti ve çok beğendiğini söylemişti, o zamanlar DVD'ler bu kadar yaygın olmadığı için bir türlü izleme fırsatım olmamıştı. Filmin üzerinden çok zaman geçmiş olmasına rağmen konusu kesinlikle güncelliğini kaybetmemiş.
İzlerken ağlasak mı gülsek mi arasında gidip geliyorsunuz, insanın içi acıyor. Filmin sonunda ise şaşkın şaşkın ekrana bakakalıyorsunuz.
Mutlaka izlenmesi gereken bir film, mümkünse filmi orjinal seslendirme ile önerilir.
Salı, Haziran 03, 2008
Bozcaada
Feribotun saatini beklerken sahildeki çay bahçelerinden birinde miskokulu domates, halis ezine peyniri ve nefis zeytin ile kahvaltımızı yaptık.
Yaklaşık 45 dakikalık feribot yolculuğundan sonra adaya vardık, ilk iş olarak Nazire teyze ve ailesinin işlettiği Aksoy pansiyona gidip mayolarımızı giyip ada plajlarına yola çıkmak oldu. Aylardan mayıs olmasına rağmen çok şanslıyız hava çok güzeldi, güneşliydi Bol bol fotoğraf çektik, adanın sokaklarında dolaştık, susadıkça Çınaltı kahvesine gidip ev yapımı limonata içtik.
Karpuz kapuğu 19 mayısta denize düşmüş müydü bilemiyorum, ama deniz sezonunu açtık. Bozcaada SIT alanı olduğu için işletmesi olan çok az plaj var. Eğer kendi özel aracınız varsa ve sadece dalıp çıkarım diyorsanız Akvaryum koyuna kesin gitmelisiniz. Ama yiyecek bir şeyler, soyunma kabini gibi hizmetler olsun istiyorsanız o zaman Ayazma plajınıdeneyin, ayaklarınız suyun içinde rahatlıkla yürüyebileceğiniz güzel kumlu bir sahili var. Her iki plajda da deniz tertemiz ve kumlu. Akvaryum koyu daha küçük ve yosunlu olan yerlerde dikkate edin, deniz kestanesine denk gelebilirsiniz.
Öğle yemeği için Ayazma'daki Vahit'in yerine oturduk, yemek menüsü geniş, zeytinyağlılarını kesinlikle öneririm, deniz börülcesine benzeyen limonotu kesinlikle çok lezzetliydi, tüm tabaüı ben yedim :)
Her iki plajda da deniz buzzzzz. Girip girmemek konusundaçok tereddüt eddikten sonra baktım olmayacak, birden suya atlayıverdim, bence en iyisi böyle, zaten su o kadar soğuk ki bir süre sonra vücut uyuşuyor, soğukluğunu hissetmiyorsunuz :)
Günbatımını izlemek izin rüzgal güllerinin olduğu Polente tepesine gittik, bulutlar nedeniyle tam kıpkırmızı bir gökyüzü olmasa manzara çok güzeldi.
Akşam yemeği için sahildeki balık restoranlarını deneyebilirsiniz, Vahit'in kardeşinin işlettiği Faik'in yerinde balık ve ada mezelerinden yedik.
Ada Cafe'yi ve yemeklerini ısrarla tavsiye ediyorum; ada böreği,otlu börek, ahtapotlu mücver, zeytinyağlı gelincik, gelincik şerbeti... Biz 5 kişi oturduk, bir çok çeşit söyleyip az az hepsinin tadına baktık. Ahtapotlu mücverin tadı damağımda kaldı. Dönüş yolunda bir de Tekirdağ köftesi yedik, 3 günde 1.5 kilo alıp geldim :)
İşte karşınızda Nazire Teyze'nin ev yapımı reçelleri: gelincik reçeli, karpuz kabuğu reçeli, gül reçeli, incir reçeli, domates reçeli, ayva reçeli, ...
Perşembe, Mayıs 22, 2008
Berlin-4
- Biz bir hafta kaldığımız için metro ve otobüslerin hepsinde 1 hafta geçerli olan Wochenkarte aldık, ayrıca günlük (Tageskarte) ve 6 duraklık gibi başka kartlar da var.
- Metro ve otobüs hatları çok güzel, taksiye binmeniz hiç gerek kalmıyor. Hatta metroyu bile çok az kullandım, M100 ve M200 diye 2 otobüs hattı var, hemen hemen 5-10 dakikada bir kalkıyorlar, çift katlı olduğu için üst kattaki ön sıralar turistlerce çok popüler.
- M100 ve M200 Zoo'nun ordaki büyük otobüs durağından hareketle yola çıkıyor. Biz Ku'damm'da kaldığımız için sabahları genellikle gidip ilk duraktan bindiğim için üst kattaki ön koltuğa oturma şansım oluyordu.
- Durakların üzerindeki dijital panolarda o hattan geçen otobüslerin kaç dakika içinde orada olacağı yazıyor ve gerçekten de otobüs orda oluyor. Eğer erken geldiyse zamanını doldurup bir sonraki durağa öyle devam ediyor.
- Eğer çok zamanınız varsa otobüslerle şehri rahatlıkla gezebilirsiniz, ama zamanım az derseniz 1.5-2 saatlik gezi otobüslerine binip önemli turistik noktaları sesli rehberi dinleyerek gezebilirsiniz.
- Zoo demişken m100 ve m200'un Zoo'daki son durağında indikten sonra yolun hemen karşısında Ullrich markete uğrayıp su, bisküvi vs gibi alışveriş yapabilirsiniz. Pazar dahil, akşam 10'a kadar açık.
- Özellikle Almanya'da marketlerde poşet kullanımı dikkatimi çekti: Alışveriş sonunda size naylon poşet verilmiyor, eğer isterseniz 0.15 euro ödeyerek alabiliyorsunuz. Çevreci yaklaşımdan dolayı çok şeker bez alışveriş çantaları satılıyor.
- Berlin'den pek alışveriş yapmadım, artık hemen hemen her marka Türkiye'de var ve ordaki fiyatlar burdan çok da ucuz değil. Burda hem taksit yapabiliyorsunuz, hem de puan kazanıyorsunuz. Arkadaşlarımın ısrarla bakmamı söyledikleri H&M'in nerdeyse her adım başı mağazası var, kıyafet tarzını Mango ve Zara'ya benzetebiliriz. Balık etinden hallice ve hafif bir göbeğim olduğu için H&M'deki kıyafetler pek bana uymadı, ayrıca adım başı olan mağazaların hepsi çok kalabalık olduğu için kıyafet denemek için sabrım yetmedi, onun yerine sokaklarda dolaşmak daha cazip geldi. Zaten tişortlerin etiketlerinin çoğunda Made in Turkey yazıyor :)
- Kurfürstendamm'daki KaDeWe mağazasının solunda sokak içinde Idee mağazası ve Wertheim'in en alt katı hobi meraklılarına duyrulur. Yün, şiş, ahşap, resim malzemeleri, kurdele, kumaş, boya,... elişi hobileriyle aklınıza ne gelirse toplanmış. Çok güzel şeyler olmakla beraber sanki Eminönü'nde daha fazla çeşit var.
- Dükkanlar genelde hafta içi saat 20:00'de, cuma ve ctesi ise 21:00'de kapanıyor, pazarları pek açık mağaza yok, eğer alışveriş planınız varsa bu saatler aklınızda olsun.
- C&A'nın civarındaki oradaki büfeleri genelde Türkler işletiyor, C&A arkanızda kalacak şekilde Johimstrasse'den karşıya geçin, oradaki büfede Saka su bulabilirsiniz, 1 euro. Ullrich markette (su : 0.25 euro, pet şişe ücreti: 0.29 euro ) 0.54 euroya küçük nestle su alabilirsiniz. Bunun dışında Gerolsteiner, Volvic markalı sular benim damak zevkime pek uygun değil. Su deyince genelde bizim soda dediğimiz su içiliyor. Wasser mit Gase ( gazlı yani soda ), Wasser ohne Gase ( gazsız yani bizim bildiğimiz ) diye su isteyebilirsiniz.
Pazar, Mayıs 11, 2008
Berlin-3
Restoranlardaki fiyatlardan da söz etmek istiyorum, ancak McDonalds'taki standart bir menünün fiyatını - 7 euro - baz alırsak karşılaştırma açısından daha doğru olur.
- Wittenbergplatz'da KADEWE (Kaufhaus Des Westens) diye çok katlı bir alışveriş merkezi var, haftaiçi akşam 8'e, haftasonları da 9'a kadar açık. Kıyafet bölümlerinde pek dolaşmadım, ev tekstili ve mutfak eşyalarının olduğu katları gezmek daha eğlenceli oluyor. KADEWE'nin en üst katındaki gurme bölümüne mutlaka uğrayın, normal marketlerde göremeyeceğiniz, birbirinden farklı sos, makarna, peynir, çikolata, çay, kahve çeşidi var. Ayrıca yine bu kattaki bar şeklinde restoranlarda yemek de yiyebilirsiniz. Bir çeşit yemek ve içeceğin fiyatı ortalama 10-12 euro civarında.
- Kaldığımız otelde kahvaltı dahil değildi, sabahları zaman kaybetmemek için ben de kruvasan ve kahve ile kahvaltı yaptım, adımbaşı Tchibo var ve pastanelerin hemen hepsinde bu şekilde kahvaltı yapmak mümkün, bazılarında taze sıkma postakal suyu da bulabilirsiniz. Ku'damm (Kurfürstendamm)daki Kranzlereck'in ordaki Wiener Feinbäckerei Heberer pastanesine içinde taze peynir olan kruvasan buldum, bu şekilde kahvaltı daha keyifli oldu. Burda aynıca minik minik ekmekler ve soğuk sandviç de satılıyor, benim favorim pesto soslu ve taze peynirli sandiç, pesto sosu bu şekilde denemenizi öneririm. Sade kruvasanın fiyatı 0.80 euro, peynirli olursa 1.1o euro.
- Yine Kranzlereck bölgesinde taze sıkma meyve suyu yapan bir yer var, vitamin açığını kapatmak için harika bir yer. Küçük boy bardak 2.90 euro, orta boy, 3.90 euro. Aynı fiyatlara karışık hazır meyve salatası da alabilirsiz, bu şekilde meyvelerin liflerinden de faydalanmış olursunuz.
- Daha önce söz ettiğim gibi müzelerdeki restoran ve cafelerde yemekler ve fiyatları çok başarılı. Bergama müzesinin ordaki cafede sebzeli lazanya söylemiştim, porsiyon o kadar büyüktü ki, katlarını açıp aralarındaki sebzeleri açıp öyle yedim. Kola ve lazanya için 8.9 euro ödedim.
- Akşam yemeğinde biraz salata yemek isterseniz bifteği ile iddialı Meksika restoranı Maredo'yu öneririm. 4.60 euro'ya tek seferlik, 6.50 euroya sınırsız açık büfe salata alabilirsiniz. Salata büfesinde haşlanmış brokoli, biber, taze soğan, marul, rendelenmiş havuç, cherry domates gibi lezzetli sebzeler bulabilirsiniz.
- Biraz daha özel bir restoran olarak KADEWE'nin yanındaki meydanda garsonlarının Türk olduğu ve muhtemelen işletmecisinin de Türk olduğunu düşündüğüm İtalyan restoranı Cafe Mola'yı ve brokoli ve peynirli pizzasını tavsiye ederim.
- Uzun bir yürüş sonrasında kendinize ödüllendirmek için Unter den Linden bölgesindeki OpernCafe'de biribirinden kalorili pastalar arasından kendinize bir dilim ısmarlayabilirsiniz, benim seçimim Sachertorte oldu :)
Çarşamba, Nisan 30, 2008
Belin-2
Resim müzesi : 13-18.yy arasına ait tablolar sergileniyor.
Pazartesi, Nisan 21, 2008
Berlin-1
3 gün müze, 3 gün şehirde dolaşarak zaman geçirdim. Kurfürstendamm (Ku'damm - alttaki foto) ve Unter den Linden'da caddeler ve özellikle kaldırımlar çok ama çok geniş ve şehir dümdüz olduğu için yürümek çok keyifliydi. Sabah 8'den akşam 5'e kadar ayaklarım sızlayıncaya kadar yürümeme rağmen 1 kilo alıp döndüm, çikolatadan olsa gerek :)
Önceki yazımda eklediğim fotoğrafta birbirine kavuşamayan 2 zincir halkası görünüyor. Bu halkalar Doğu ve Batı Berlin'i temsil ediyormuş, iki halka birbirine ulaşmak için can atar, ancak bir zamanlar Berlin'inde olduğu gibi birleşemez.
Gitmeden internetten Berlin'in hava durumuna bakmıştım, karla karışık yağmur görünüyordu. Neyse ki kar yağmadı, ama biraz soğuktu. Atkı, bere, eldiven ekipmanım hazır olduğu için sokaklarda dolaşırken hiç üşümedim. Ama o kadar çok mağaza var ki, ihtiyacınız olan şeyi satın alabilirsiniz. Bu tip gezilerde sırt çantasını öneririm, eşyaların kolay taşınmasının dışında sırtınız soğuktan korunur, fotoğraf vs çekerken elleriniz serbest kalmış olur. Bir diğer önerim de mümkünse ağzı fermuarlı ya da çıtçıtlı mont ya da benzeri bi şey giymeniz. Bir cebe ufak tefek harcamalar için küçük bir cüzdan, diğer cebe de cep telefonunuzu koyabilirsiniz. Fotoğraf çekerken kendinizi kaptırıp, eşyalarınızı da başkalarına kaptırmayın, sırt çantanızda esas cüzdanınızı en altlara koyun, üzerine de su, atkı, bere gibi diğer eşyalarınızı yığın.
Önerilerden gidiyoruz, aklıma gelmişken yazayım. Yurtdışı gezilerinde gidilen ülkeye ve otele göre pasaportunuzu yanıza alabilirsiniz ya da otelde kasaya bırakabilirsiniz. Her ihtimale karşı pasaportun ana sayfasını ve geçerli vizenin olduğu sayfanın fotokopilerini çekip yedekte bulundurun, hatta o ülkedeki Türkiye konsolosluğunun adresini ve telefonunu yazın. Paranızı tek bir yerde değil, çantanızda farklı yerlerde güvenli olacak şekilde dağınık saklayın.
Bir sonraki yazıma gezdiğim müzelerden devam etmeyi düşünüyorum. Görüşmek üzere...
Pazartesi, Nisan 07, 2008
Perşembe, Mart 27, 2008
Portakallı Kereviz
Bahar geldi, enginarlar tezgahlara gelmeye başladı. Ben hala kereviz yazıyorum :) Çocukken kesinlikle yemediğim, kereviz bu kış evimizden eksik olmadı. Pratik olması dolayısıyla genelde rendeleyip yoğurtlu salata olarak bol bol tükettik. Ama yemeğine de bir şans vermek istedik, hakikaten çok lezzeti oldu. Normal yemeğin içinde tatlı/meyve gibi şeyleri sevmeyen eşim bile beğendi.
Malzemeler :
* kereviz
* havuç
* patates
* kuru soğan
* 1 limonun suyu
* 1 portakalın suyu
* zeytinyağ
* tuz
Yapılışı :
Afiyet olsun
Çarşamba, Mart 19, 2008
Elektrik mavisi ayakkabılarım
Cumartesi, Mart 15, 2008
Perşembe, Mart 13, 2008
Pazartesi, Mart 10, 2008
Film : M.Ö. 10.000
Pazar, Mart 02, 2008
Herkese sağlık günler
Sevgiler
Salı, Şubat 19, 2008
Susam Sokağından Gıdıkla Beni Elmo
Geçen hafta bir akşam yakın arkadaşlarımıza çay içmeye uğradık. Bize heyecanla yeni oyuncaklarını gösterdiler : Susam sokağının sevimli karakteri Elmo çılgın bir oyuncak olarak karşımızdaydı. Ani hareketleri ve sesi nedeniyle çocuklara göre bir oyuncak olup olmadığını bilemiyorum, ama 30-35 yaş grubunun severek izlediğini söyleyebilirim.
Üstteki videodan Elmo'nun marifetlerini izleyebilirsiniz.
Pazartesi, Şubat 18, 2008
Mezura bileklik
Çarşamba, Şubat 13, 2008
Tiyatro : Oyunun Oyunu
Perşembe, Ocak 24, 2008
Blog kopyacıları
Benim zaman harcayarak belki birilerinin işine yarar, faydalı olurum diye yazdığım, uğraştığım bir çok yazımı kendi sayfalarına kopyalamış bu 2 site. İnsana bu kadar da olmaz ki dedirtecek derecede kopyacılar. Bu sitelerden birinde yazılarım ve hatta bir çok başka blogun yazıları birebir, hiç bir kaynak göstermeden, kopyalanıyor. Diğer sitede ise sadece siteye hit çekecek şekilde yazı tamamen ya da bir kısmı kopyalanmış.
Daha çok hit almalarına neden olmamak için burda linkleri vermiyorum, zaten onların da istedikleri bu.
Pazartesi, Ocak 21, 2008
Mozaik pasta
Cumartesi, Ocak 19, 2008
Haftasonu için film önerileri
Dadım Aşık filmi kesinlikle haftasonu için ideal, çok eğlenceli. Ama konusu biraz bayanlara yönelik, erkekler sıkılabilir, haberiniz olsun :)
Ferzan Özpetek'in Bir Ömür Yetmez adlı filmini uzun zamandır izlemek istiyordum, nihayet bu hafta fırsat bulabildim. Aslında çok güzel bir film, anlattığı öyküyle içinizi ısıtıyor, yüzünüzü gülümsetiyor, ama Cahil Periler ve Kutsal Yürek kadar etkileyici bulmadım nedense. Yine de izlenmeye değer.
Cumartesi, Ocak 05, 2008
Arı Filmi ve Kabadayı
Arı filmi'nden yüzümüzde tebessümle haftanın yorgunluğunu üzerimizden atmış, gevşemiş bir şekilde çıktık. Sevimli bir film olduğunu söyleyebilirim. Filmin kahramanı arıyı Cem Yılmaz'ın seslendirmiş, ancak Cem Yılmaz'ın kendi kimliği kesinlikle öne çıkmıyor, hatta bu ses onun mu diye düşündüğüm bile oldu.
Bu haftaki diğer filmimiz ise Şener Şen'in son filmi Kabadayı. Aslında filmi sadece Şener Şen'e mal etmek diğer oyunculara haksızlık olur. Rasim Öztekin, Kenan İmirzalıoğlu ve İsmail Hacıoğlu'nun oyunculukları kesinlikle dikkat çekici. Genç oyuncu İsmail Hacıoğlu'nun şimdiye kadar oynadığı filmleri düşünürsek gelecekte Türkiye'nin önemli oyuncularından olacağını düşünüyorum. Emekli kabadayı Ali Osman'ın bu alemden arkadaşları da özenle seçilmiş, rollerine yakışan tecrübeli oyunculardı. Konu çok ilginç değildi aslında, yine de 3 saat boyunca sıkıldığım bir an bile olmadı.