Malzemeler:
4 yumurta
3/4 su bardağı zeytinyağı
1/2 su bardağı yoğurt
3 su bardağı un
1 sb çekirdeği çıkartılmış siyah zeytin
1 çay kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı kekik
1 paket kabartma tozu
Yarım limonun tuzu
Yapılışı:
Afiyet olsun
14 tane muffin çıktı. Benim fırınım küçük olduğu için tepside 9 tane muffin pişirebiliyorum, ikinci partiye kalan 5 tane muffin de gayet güzel kabardı, beklemeden dolayı herhangi bir problem olmadı.
Afiyet olsun.
Örneğin ikinci kolyede sarı çivi üzerinde siyah kum boncuk takarak kolyeyi tamamladım. Bu diziyi daha da uzun yaparak kemer olarak da kullanabilirsiniz, beyaz gömlek üzerinde çok güzel duruyor.
Büyük kağıt peçetelerimiz vardı, acaba nasıl katlayıp koyalım derken, otelde ADSL olduğunu öğrendik, tabii hemen google'da 'napking folding' diye arattık. Yelpaze şeklinde katlanan bu yöntem çok hoşumuza gittik, denemenizi öneririm, hem yapılışı çok kolay hem de çok şık duruyor. Püf noktası : katları çok ince yapmayın, açıldığında peçete kullanılamaz hale geliyor. Yeni nişanlılar için kırmızı peçete seçtik, misafirler için dore ve gümüş renginde peçeteler hazırladık.
Masanın görüntüsünü canlandırmak için mutlaka taze çiçek koyun. İkinci fotoğrafta canlı çiçek, mumlar ve masaya serpilmiş dekoratif taşlar, pullar masanın görüntüsünü nasıl da değiştirdiğini görebilirsiniz.
Masa ile işimiz bitince süslenmek için hemen Safranbolu merkeze kuaföre gittik, saçımıza fön çektirdik. O kadar acıkmıştık ki, Kilcioğlu pide salonunda kocaman birer pide yedik, fotoğrafını çektim, ama canınız çekmesin diye yayınlamıyorum. Ordan çıkışta hemen hediyelik İmren lokumlarımızı aldık.
Sabah uyandığımızda bizi hoş bir sürpriz bekliyordu. Gece boyunca yağan yağmur sahaba karşı kara çevirmiş, 1-2 saat içinde her yer bembeyaz olmuştu. Fotoğraf makinalarımızı alıp dışarı fırladık. Kar, henüz kartopu oynama ya da kardanadam kıvamına gelmediği için mazaranın ve temiz havanın tadını çıkarttık.
Saat 13:00 otobüsü ile İstanbul'a doğru yola koyulduk. Bolu dağı tırmanışı epey zorlu oldu, İzmit'e kadar geçtiğimiz her yerde kar vardı. İstanbul'a 3 saat rötarlı gelmemize rağmen keyifli bir yolculuk oldu. Gazete okuduk, bulmaca çözdük, müzik dinledik, sohbet ettik, ara ara gözümüzü dinlendirdik. Mola verdiğimiz yerden Bolçi -Bolu çikolatası da almayı unutmadık.
Epey uzun bir yazı oldu, eh artık bir ay yazmam :) şaka şaka, bu aralar bir iki takı çalışmam var, boncuklar yetmedi, tamamlayınca yayınlayacağım.
Sevgiler