Salı, Temmuz 11, 2017

İstanbul'dan Londra'ya yolculuk

Takvim tarihlerden 18 Haziran’ı gösterdiğinde sabah 04:30’da kalkıp hazırlandık, eşyalarımızı kapıya koyduktan sonra 8 yıl oturduğumuz eve dönüp şöyle bir baktık, bir yanımız buruk, bir yanımız heyecanlı evin kapısını kapatıp havaalanına doğru yola çıktık.

Evet bu önümüzdeki 1 yılı Londra’da geçireceğiz, eşim orada iş kuracak, ben de 19 yıllık yoğun iş hayatından sonra çocuklarla daha yakından bir zaman dilimi geçireceğim, çocuklar da doğal ortamda İngilizce öğrenmiş olacak.

Bu kararı nasıl verdik, nasıl hazırlandık, neler yaptık vs kısımlarına değinmeyeceğim, sadece karar vermenin hiç de kolay olmadığını belirtmek isterim.

Şimdi tekrar yolculuğumuza dönelimJ

4.5 saatlik uçuştan sonra Heathrow havaalanına indik, 2 saat evet yanlış okumadınız tam 2 saat pasaport kuyruğunda bekledikten sonra bavullarımızı alıp havaalanından çıkabildik. Resmi işlemleri halledelim, ev kiralama sürecinde kalalım diye daha önceden Airbnb’den 12 gece için ayırttığımız eve doğru yola çıktık.

Airbnb’den evi nasıl seçtim:
- Havaalanından direkt kalkan mavi hat “picadilly line”a yakın olmalı
- Başka metro hatlarına yakın olmalı
- 2 yetişkin, 2 çocuk kalabileceğimiz kadar geniş olmalı
- Mutfak olmalı, 12 günca evde yemek yapıp yiyebilmeliyiz
- Daha önceden review yazılmış olmalı
- Çamaşır makinası
- Free wifi olmazsa olmaz
- Bilgisayarla oturup çalışabilecek masa

Orada işleri halledip koştururken ayy bir de çamaşır mı yıkadınız demeyin, evet yıkadık, hatta her gün yıkadık. İngiltere’de yüzyılın ennnnn sıcak yazına denk geldik, günde resmen 2şer lt su tükettik, İzmir sıcağını aratmayan bir hafta geçirdik. Hatta geçen sene benzer dönem turistik gittiğimizde kazak/yağmurluk modunda dolaştığımız tecrübesinden dolayı bavula bu gidişimizde şort vs koydurmadım. Bütün İngiltere halkı atlet, şort, şıpıdık terlik ile plaj modunda dolaşırken biz tişort, kapalı ayakkabı, uzun pantolon sıcaktan kavrulduk. Neyse canım sene 1-2 hafta böyle sıcak oluyor sanırım, yazlık kıyafetleri giyinip dolaşma için heveslerini alsınlar azıcık.

Çamaşır makinalı ev seçmemin diğeri sebebi de bu sefer hazırlanan bavulun normal tatillerde hazırlanan bavuldan farklı olmasıydı. Malum havayollarında kilo sınırı var, bu sınırı da günlük kıyafet ile doldurmak istemedim, malum giden eşya kalacak, ev kiralandığında işimize yarayacak şeyler olmalı, kıyafeti nasılsa yıkar yıkar giyeriz. Evet itiraf ediyorum, bavulun içinde ütü, cezve, kahve fincanı, Türk kahvesi filan götürdümJ Eşim de ben de laptoplarımızı aldık, öyle tabletten telefondan emlak siteleri dolaşılmıyor, gece oturup bi facebook, instagram’a bakmadan gözlerim şaşı oluncaya kadar Zoopla ve Rightmove’da dolaştığımı biliyorum.

Havaalanında bekle, ağır bavulları eve getir, üstüne 40 derece sıcak, sabah 04:30’da kalkmış, uçakta film, oyun kurcalamaktan uyumamış 2 çocuk olunca buranın saati 18:00, Türkiye’ye saati 20:00’de direkt yattık, yattığın yeri beğenmek deyimi vardır ya, resmen durumumuz buydu.


Takipte kalın, macelarımızı yazmaya devam edeceğim J
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...