Merhabalar,
Epeydir sesin soluğum çıkmıyor, artık buraları bıraktığımı düşünmüş olabilirsiniz. Aslında hep buralardayım, blog arkadaşlarımın yazılarını sessiz sedasız takip ediyorum. Niyeyse akşamları bir türlü yeni bir yazı yazamıyorum. Bu aralar kendimi televizyona, diziye ve filmlere verdim desem yeridir.
Heroes ve
Lost diye takip ettiğim iki yabancı dizi vardı, bu hafta sezon finali bölümleri oynadı, sonbahara kadar sezonu kapattılar. Pazartesileri bir de
House adlı diziyi izliyorum, haftada 3 akşam doluyum.
Cuma akşamları da sinemaya gitmeyi, pazar akşamları evde DVD keyfini alışkanlık haline getirdik, beni TV'nin önünden alabilene aşkolsun. İşte bunlar 1 ay içinde izlediğim filmlerden hatırladıklarım :
Korkuyorum Anne : Çok doğal, samimi bir film.
Amelie filmini izleyip sevenlerin kesinlikle kaçırmaması gereken bir film.
Takva : Bu filmi de öneriyorum, Erkan Can'ın oyunculuk performansı görülmeye değer.
Örümcek Adam -3 : Biraz değişiklik olsun, aksiyon filmi izleyelim diye gittik. Çocuklar örümcek adam diye çıldırıyorlar, ama film pek çocuk filmi gibi değil. Ama gelin görün ki tüm kırtasiyeler, oyuncak mağazaları tıka basa örümcek adam, süperman baskılı ıvır zıvırla dolu, anne babalar sabır dilerim.
Karayip Korsanları - Dünyanın Sonu : Benim çok keyifle izlediğim, eşimin zaman zaman sıkıldığı 3.5 saatlik uzun bir film. Johnny Deep yine filmin yıldızıydı. Sanırım 4. film de yolda. Biraz kafamı dağıtayım diyenlere tavsiye ederim.
Kaynak : Bu seneki 26.İstanbul Film festivalinde gösterilen sanatsal bir film. Dikkatli izlenmesi gerekiyor, filmin sonunda "ee ne oldu şimdi" demeniz mümkün, benden söylemesi. Daha önceden
Requiem for a Dream filminiz izlediyseniz ve sevdiyseniz bu filmi zaten izlemiş olabilirsiniz.
Kara Kitap : Orhan Pamuk'un Kara Kitap'ı ile bir ilgisi yok, adı yanıltmasın. İkinci Dünya savaşı sırasında Almanya'dan kaçıp Hollanda'da yaşamaya çalışan Yahudi bir şarkıcının anılarından yola çıkarak yapılmış bir film. Bu konuda yapılmış bir sürü film olmasına rağmen akıcı bir film olduğu için izlenebilir.
Grave of the Fireflies : Acıklı bir çizgi film. İkinci Dünya savaşı sırasında Japonya'da yaşı çok da büyük olmayan büyük erkek kardeşin, küçük kızkardeşini koruyup kollamaya çalıştığı hayatta kalma mücadeleleri anlatıyor. İzlerken yanınızda hazırda mendil bulundurmanızı tavsiye ederim.
Benden şimdilik bu kadar, gidip bir film daha izleyeyim :)
Sevgiler