Pazartesi, Mart 27, 2006

Hediyelerim


Doğum günümde sevgili arkadaşlarım ve eşim benim için bir sürpriz brunch organize etmişler. Doğum günleri arkadaşlarla bir araya gelmek için güzel fırsat oluyor. Cumartesi günü hava ne kadar kapalı ve soğuk ise, pazar günü de şansımıza hava o kadar güzel ve güneşliydi. Hep birlikte güzel yemeklerin ve güneşin tadını çıkarttık.

Arkadaşlarım yemekle uğraşmayı sevdiğimi bildikleri için bana iki güzel hediye almışlar :
1. Leyla Akçağlılar ve Ebru İpekçi'nin yazdığı Nerede Nasıl Yiyelim?
2. Chef's İstanbul'dan bir günlük El Yapımı Çikolatalar kursu

Kendilerine burdan çok teşekkür ediyor ve bu güzel çiçekleri onlara gönderiyorum.
Myspace


Pazar, Mart 26, 2006

Yanar dönerli pasta

myspace layout

Yanar dönerli ne güzel pasta değil mi? Şimdi diyeceksiniz bu pasta da nerden çıktı?

Evet bugün benim doğum günüm. Burdan hepinize koca bir dilim pasta gönderiyorum, rejim falan anlamam :)

Yaş konusunda bir kompleksim yok, insan hissettiği yaştadır diye düşünenlerdenim. O yüzden hala 23 yaşında olduğumu iddia ediyorum. Neden 23? Üniversiteyi bitirdiğim yıldan sonrasını şimdilik sabitledim :) Gerçi bi 10 sene sonra 4lü yaşlara geçince hala 23 diyebilecek miyim bilemiyorum. Minyon tipli olduğum ve işe giderken bile ısrarla sırt çantamın her iki sapını da kollarımdan geçirdiğim için bazıları beni hala üniversiteye gidiyor sanıyor.

Üniversiteden arkadaşlarımla hala görüşüyorum, halbuki yıllar geçti, okul bitti, işe girdik, evlendik,... İnsan sürekli birlikte olduğu insanlarla zamanın nasıl geçtiğini anlamıyor. Geçenlerde uzun zamandır gçrmediğim bir arkadaşımla görüştük. Yurtta aynı odada kalırken erkek kardeşinin okumayı öğrendiğini anlatır, çizdiği resimleri gösterirdi. Benim aklımda ufaklı kalmış. Eee 'x' napıyor diye sordum, meğersem üniversite sınavına hazırlanıyormuş. Zamanın nasıl hızla geçtiği o an soğuk duş etkisi yaptı :)

Gece vakti çenem epey düştü sanırım.

Nice doğum günlerimde sizinle yine burda buluşmak ve dostlukların çoğalması dileğiyle...

Sevgiler

Salı, Mart 21, 2006

Düğümlü Kolyeler


Bu aralar takı konusunda acayip tembelim. Bu tembelliğimden dolayı ilham perileri kaçtılar galiba :) Aynı tarzda değişik malzemeler ile bu kolyeleri çok önceden yapmıştım.

Yapılışı çok kolay ve kısa sürede bitiyor. Birinde ince deri ip, diğerinde kalın deri ip kullandım. Üç ipe birer boncuk geçirip ortalıyorsunuz. bir sağdan bir de soldan düğümlüyorsunuz. Sonra yine üçer boncuk geçirerek kolyeyi hazırlıyorsunuz. İstediğiniz uzunluğa geldiğinde deri kapama ile uçları kapatıryorsunuz. Giydiğiniz kıyafetin yakasına göre eğer deri iplerin boyu uzun gelirse ara ara düğümleyerek boyunu kısaltabilirsiniz.

Resimlerin üstlerine tıklayarak daha büyük hallerini görebilirsiniz.

Salı, Mart 14, 2006

st patrick's day 2006
Uzun geçen bir haftadan sonra tekrar aranızdayım. Aslında hep buralardayım, ama akşamları eve geldiğimde bilgisayar başına oturacak zaman bulamıyorum. Eşim iyileşti, ben hasta oldum. Bir de haftasonu komple çalışmak zorunda olunca hala iyileşemedim.

Bu aralar fırsat buldukça kitap okuyorum. İhsan Oktay Anar'ın Amat'ını ve Üstün Dökmen'in Ladesçi'sini yeni bitirdim. Üstün Dökmen bu yeni kitabında bizler için çok güzel bir roman yazmış. Her seviyeden okuyucuya hitap edebilmek için sade bir dille yaşamın kerteriz defterini anlatmış. Kerteriz defterinin ne olduğunu merak mı ettiniz, o zaman en kısa zamanda okumanızı öneririm.

Gelelim Amat'la ilgili düşüncelerime. İhsan Oktay Anar'la yıllar önce Puslu Kıtalar Atlası adlı kitabıyla tanışmıştım. Yazarını tanımıyordum, herhangi bir yerde kitapla ilgili bir yorum, yazı okumamıştım. Ama arka kapaktaki tanıtım yazısını okur okumaz kitabı alıp hemen okudum ve kitap muhteşemdi.

Yeniçeriler kapıyı zorlarken Uzun İhsan Efendi hala malum konuyu düşünüyor, fakat işin içinden bir türlü çıkamıyordu..."Rendekar doğru mu söylüyor? Düşünüyorum, öyleyse varım. Oldukça makul. Fakat bundan tam tersi bir sonuç, varolmadığım, bir düş olduğum sonucu da çıkar: Düşünen bir adamı düşünüyorum. Düşündüğümü bildiğim için, ben varım. Düşündüğünü bildiğim için, düşlediğim bu adamın da varolduğunu biliyorum. Böylece o da benim kadar gerçek oluyor. Bundan sonrası çok daha hüzünlü bir sonuca varıyor. Düşündüğünü düşündüğüm bu adamın beni düşlediğini düşlüyorum. Öylese gerçek olan biri beni düşlüyor. O gerçek, ben ise bir düş oluyorum."
Kapı kırıldığında Uzun İhsan Efendi kitabı kapandı. az sonra başına geleceklere aldırmadan kafasından şunları geçirdi:"Dünya bir düştür. Evet, dünya..Ah! Evet, dünya bir masaldır."

Yazarın diğer kitaplarını da okudum, ama bence en iyi kitabı hala bu kitap. Amat da çok değişikti, ama kitabın içinde çok fazla denizcilik terimi geçtiği okurken pek zevk alamadım.

Linux işletim sisteminin yaratıcısı Linus Torvalds, linux macerasını akıcı bir dille Yalnızca Eğlenmek İçin adlı kitabında anlatmış. Kitapta çok fazla bilgisayar terimi geçmiyor, gözünüz kormasın :)

Çarşamba, Mart 08, 2006

Yeni Sobeleme Oyunu; 4 MİM

Sevgili Burcu beni sobelemiş. Neyse ki bu mim'in soruları çok zor değil, hemen cevaplıyorum.

1-) Yaptığım 4 iş?
Öğrencilik, öğrencilik, öğrencilik
Şimdi de bir bankanın IT bölümünde çalışıyorum.

2-) Yaşadığın 4 yer?
Karşıyaka (İzmir)
1993'ten beri İstanbul

3-) Tatil için gittiğin 4 yer?
Kalkan, Kaş
Kapadokya
İspanya
Marmaris

4-) Defalarca bıkmadan izleyebileceğin 4 dizi ya da film?
Nemo, Buzul Çağı, Tavuklar Firarda gibi tüm animasyon çizgi filmler
Yüzüklerin Efendisi serisi
3 renk Mavi-Beyaz-Kırmızı
Karayip Korsanları

5-) Takip ettiğin 4 TV programı?
Lost
Dizimax'teki tüm diziler
Avrupa Yakası
Evim evim güzel evim

6-) En Sevdiğin 4 Yiyecek?
Şu aralar çikolataya taktım. Mantı, yaprak sarması, balık-kalamar

7-)Şu anda nerde olmak isterdin?
Şu anda evdeyim, en güzeli

8-)Sobelediklerin?
Cimcime ve Sandık Lekesinin sahibi Hülya'yı sobeliyorum.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...