Pazartesi, Şubat 19, 2007

YE # 19 Kek - 2

Kekevi'nin ev sahipliği yaptığı etkinlik için son dakikada fotoğrafını çekmeyi başardığım ikinci tarifim : Zeytinli muffin


Aldığım dergilerden tarifi beğendiğim için kesip saklamıştım, etkinlik bahanesiyle denemiş oldum. İyi ki de denemişim, sabah kahvaltısı ya da 5 çayı için tutlu iyi bir alternatif oldu.

Malzemeler:
4 yumurta
3/4 su bardağı zeytinyağı
1/2 su bardağı yoğurt
3 su bardağı un
1 sb çekirdeği çıkartılmış siyah zeytin
1 çay kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı kekik
1 paket kabartma tozu
Yarım limonun tuzu

Yapılışı:

Derince bir kaba yumurtalar kırıp mikserle çırpılır. Sırayla zeytinyağı ve yoğurt ekleyip çırpmaya devam edilir. Limon suyu, kekik ve tuz ilave edilir. Daha sonra un ve kabartma tozu eklenir. En son olarak da ayıklanıp ince doğranmış siyah zeytin eklenip bir tahta kaşık yardımıyla karıştırılır.

Kek için biraz koyu kıvamlı bir hamur elde ediyorsunuz. Kağıt kek kalıplarına iki kaşık yardımıyla doldurabilirsiniz.

Önceden 180 dereceye ısıtılmış fırında 25 dakika kadar pişirdikten sonra muffinleriniz hazır.


Afiyet olsun

Pazar, Şubat 18, 2007

YE # 19 Kek

Bu ayki yemek etkinliğinin konusu Kek olunca tam bana göre dedim, ama bu aralar evde yediklerimize dikkat etmemiz gerektiği için fazla bir şeyler yapamadım. Bütün keki evde bitiremediğimiz için biraz ben, biraz da eşim işyerlerimize götürüyoruz. İşyerindekiler de bayram ediyorlar tabii :)))


Dr.Oetker'in sitesindeki Üzümlü Fındıklı muffin tarifini denedim. Damak zevkimize göre tarifte ufak tefek değişiklikler yaptım, orjinal tarifin içindeki italik yazılar benim notlarımdır.

Malzemeler:
100 g margarin ( 1 çay bardağı sızma zeytinyağı )
1 su bardağı toz şeker (3/4 sb şeker kullandım )
1 yumurta1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
1 portakal kabuğu rendesi
1 su bardağı portakal suyu (1 sb için evde yeterli portakal kalmadığı için mandalina suyu kullandım)
2,5 su bardağı un1 poşet Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
Yarım su bardağı fındık kırığı
1 su bardağı kuru üzüm

Hazırlanışı:

Margarin ve şekeri mikser ile 1 dakika çırpın. Yumurta, şekerli vanilin ve portakal kabuğu rendesini ekleyip 1 dakika daha çırpın. Portakal suyu, un ve hamur kabartma tozunu ilave edin, 1-2 dakika daha çırpın. Fındık kırığı ve kuru üzümleri ekleyin (eğer kuru üzümleri sapları varsa yıkayıp temizlemeniz gerek) , kaşıkla karıştırın. Muffin kalıplarını fırın tepsisine sıralayıp her birine 1,5 yemek kaşığı ( Erkap'ın hazır kalıplarından kullandım, kalıpların içini bir parmak eksik olacak şekilde doldurdum) hamur koyun ve pişirin.

Elektrikli Mini Fırın: 180°C (önceden ısıtılmış)
Turbo fırın: 180°C (önceden ısıtılmış)
Pişirme süresi: Yaklaşık 15-20 dakika (25 dakika daha iyi oldu)

14 tane muffin çıktı. Benim fırınım küçük olduğu için tepside 9 tane muffin pişirebiliyorum, ikinci partiye kalan 5 tane muffin de gayet güzel kabardı, beklemeden dolayı herhangi bir problem olmadı.


Afiyet olsun.

Pazar, Şubat 11, 2007

Sarı Siyah kolyeler

İşte son projelerimle tekrar karşınızdayım:

Aslında çok çabuk karardığı için sarı metal ile takı yapmayı sevmiyorum, ama bu boncukları görünce sarı ile yapmak şart oldu. Benzer renk boncuklarla iki farklı kolye hazırladım.

Tasarımlarımda her zaman cam boncuk kullandığım için özellikle kolyeler çok ağır olabiliyor, ince çivi kullandığınızda kolye çok kolay dağılıyor. O nedenle kalın çivi ve halka kullanmanızı öneririm. Bir alternatif de uzun saçlı iseniz ya da boyun kısmı görünmeyecek gibi ise kolyenin arka tarafını hafif olacak şekilde tasarlayabilirsiniz.


Örneğin ikinci kolyede sarı çivi üzerinde siyah kum boncuk takarak kolyeyi tamamladım. Bu diziyi daha da uzun yaparak kemer olarak da kullanabilirsiniz, beyaz gömlek üzerinde çok güzel duruyor.

Perşembe, Şubat 01, 2007

Safranbolu gezisi

Yazının başlığından Safranbolu'ya gezmeye gittiğim anlaşılmasın, çok önemli ve güzel bir olay için Safranbolu'daydım. Üniversitedeyken yurtta kalırken tanıştığım çok sevdiğim arkadaşımın nişanı için Safranbolu'ya gittim.

Bu güzel günde beraber olalım, heyecanını paylaşalım, hazırlıklara yardım edelim diye 4 bayan çantamızı hazırladık, cuma akşamı 00:30 otobüsü ile yola koyulduk. Henüz yeni açılmış Bolu tünelinden geçtik, bana biraz karanlık ve uzun geldi, gece olmasının etkisi de vardı herhalde. Sabah 6 gibi Safranbolu'ya vardık. Otobüs firmasının servisi ile Kıranköy'e, ordan da taksi ile Bağlar mevkiinde kalacağımız otele, Safa Köşk'e gittik. Arkadaşımın nişan yemeği burda olacağı için biz de aynı yerde kalalım dedik. Aile işletmesi olan otel çok temiz, çalışanları güleryüzlüydü. Yolunuz düşerse uğramanızı tavsiye ederim.

Sabah 06:30 vardığımız için hemen odamıza yerleştik. Daha sabahın olmasına çok var diyerek pijamalarımızı giyip hemen yattık. Uyandığımız saat 10'a geliyordu, hemen üzerimizi giyip dışarda yürüyüşe çıktık. Rüzgarın yağmur bulutlarını sürüklediği serin bir hava vardı. Soğuk ve temiz hava bizi acıktırdı, otele dönüp kahvaltımızı yaptık. Bizim için Safranbolu simidinden almışlar, o kadar çabuk yedik ki, fotoğrafını çekmeye fırsat bulamadım :) İzmirliler bilir, gevreğin biraz daha yumuşak hali gibi geldi bana.

İyi bir kahvaltıdan sonra oyalanmadan masa süslemesine başladık. Restoran bölümündeki masaları kişi sayısına göre geniş ve uzun bir masa olacak şekilde birleştirdik, nişanlılar için masa başına oturacak şekilde ayarladık. Masaların üzerine krem rengi saten örtü serdik, sandalyelerin arkalarına pembe tüller bağladık.


Büyük kağıt peçetelerimiz vardı, acaba nasıl katlayıp koyalım derken, otelde ADSL olduğunu öğrendik, tabii hemen google'da 'napking folding' diye arattık. Yelpaze şeklinde katlanan bu yöntem çok hoşumuza gittik, denemenizi öneririm, hem yapılışı çok kolay hem de çok şık duruyor. Püf noktası : katları çok ince yapmayın, açıldığında peçete kullanılamaz hale geliyor. Yeni nişanlılar için kırmızı peçete seçtik, misafirler için dore ve gümüş renginde peçeteler hazırladık.

Masanın görüntüsünü canlandırmak için mutlaka taze çiçek koyun. İkinci fotoğrafta canlı çiçek, mumlar ve masaya serpilmiş dekoratif taşlar, pullar masanın görüntüsünü nasıl da değiştirdiğini görebilirsiniz.


Masa ile işimiz bitince süslenmek için hemen Safranbolu merkeze kuaföre gittik, saçımıza fön çektirdik. O kadar acıkmıştık ki, Kilcioğlu pide salonunda kocaman birer pide yedik, fotoğrafını çektim, ama canınız çekmesin diye yayınlamıyorum. Ordan çıkışta hemen hediyelik İmren lokumlarımızı aldık.

Sabah uyandığımızda bizi hoş bir sürpriz bekliyordu. Gece boyunca yağan yağmur sahaba karşı kara çevirmiş, 1-2 saat içinde her yer bembeyaz olmuştu. Fotoğraf makinalarımızı alıp dışarı fırladık. Kar, henüz kartopu oynama ya da kardanadam kıvamına gelmediği için mazaranın ve temiz havanın tadını çıkarttık.



Saat 13:00 otobüsü ile İstanbul'a doğru yola koyulduk. Bolu dağı tırmanışı epey zorlu oldu, İzmit'e kadar geçtiğimiz her yerde kar vardı. İstanbul'a 3 saat rötarlı gelmemize rağmen keyifli bir yolculuk oldu. Gazete okuduk, bulmaca çözdük, müzik dinledik, sohbet ettik, ara ara gözümüzü dinlendirdik. Mola verdiğimiz yerden Bolçi -Bolu çikolatası da almayı unutmadık.

Epey uzun bir yazı oldu, eh artık bir ay yazmam :) şaka şaka, bu aralar bir iki takı çalışmam var, boncuklar yetmedi, tamamlayınca yayınlayacağım.

Sevgiler

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...