Pazartesi, Ekim 13, 2014

Çocukla Floransa

Bu yaz başında her şey dahil bir otele gidip tüm hafta aynı şeyleri yapmak yerine hem bize değişiklik olsun hem de çocuklara deneyim olsun diye 10 günlük tatilin 3 gününü yurtdışına ayırmaya karar verdik. Internet'te blogları kurcalarken çocukla yurtdışı gidilebilecek en iyi ülke olarak hep İtalya'dan söz ediliyordu, Floransa'ya ait hem ucuz bilet hem de bir sürü içerik bulunca tamam dedik buraya gidelim.

IDATA'nın web sitesinde belirtilen evrakları hazırladık ve İtalya vizesine başvurduk. Burada küçük bir ipucu vermek istiyorum, çocuklara muvafakatname almak için anne ve baba ayrı ayrı da, beraber de gidebilirsiniz, beraber gittiğinizde tek kopya hazırlandığı için %30 kadar daha az noter ücreti olacaktır.

Bloglarda ay şöyle gezdik, böyle gezdik, ay böyle muhteşemdi, süper eğlendik şeklinde bir dünya yazı var. Bu yazımda biraz daha gerçekçi ve diğer bloglarda bulamayacağınız riskli durumları yazacağım, ola ki siz de yaz tatilinizde İtalya'ya 5 yaşında 2 çocukla giderseniz ne yaşayacağınızı, neyi ne kadar göreceğinizi bilip ona göre hazırlanıp gidin.

Floransa'da eğer şehir merkezinde kalacaksanız binaların çoğu eski olduğundan çoook geniş odalar beklemeyin ve bazılarında asansör de olmayabiliyor. Bizim ilk kriterimiz odanın temiz ve ulaşımının kolay olması oluyor. Sonuçta 3 gece kalacağız, oteli satın alacak değiliz ya :)

Booking.com'dan Hotel Romagna'da 4 kişilik bir oda için rezervasyon yaptırdık, Bologna'ya uçak biletlerimizi aldık. Bologna'dan Floransa'ya hızlı trenle ulaşım sağlanabiliyor, ne kadar erken satın alınırsa o kadar ucuz bilet şansı oluyor. Ancak Bologna havaalanı küçük olması, pasaport sırasındaki kuyruğun erime hızı, gecikme olasılığı derken treni ne kadar zaman sonraya almamız gerektiğini bilemedik, nasılsa her yarım saatte bir tren var, illa ki buluruz dediiiiik.

Ve ilk hatamızı burada yaptığımızı tren istasyonuna vardığımızda anladık. Gezimize de biraz gergin ve yorgun başlamış olduk. 11'den 15'e kadar kadar Bologna tren istasyonu civarında oyalandık, bi şeyler yedik, ama sabah 4'te kalkmış 2 bıldırcınla oyalanmak hali güç oldu.

Tren tam saatinde geldi, içi o kadar serin ve rahattı ki o kadar saattir beklememize değdi, daha tren hareket eder etmez benimkiler uykuya daldı. Yarım saatlik bin dinlenme sessizlik ve serinlik herkese iyi geldi, tam 35 dakika sonra Floransa'da indiğimizde herkes bi kendine gelmişti.

Daha fazla ilerlemeden buradan bir sonraki gezilerimize çıkarttığımız ilk dersler şunlar :

- Bologna'da konaklayıp Floransa'ya günü birlik gidip gelebilirdik. Bir başka gün de yine trenle Pisa'ya günübirlik gidip dönme şansımız olurdu.
- Çooook ucuza tren bileti bulmadıysanız ve yanma olasılığını ve yorgunluğu düşünerek uçak ve tren ay gün olmamalı.
- Keşke Bologna'da kalsaydık diyorum, en azından şehri görürdük. Floransa'da insanların omuzlarından şehri göremedik desem yeridir.
- Bologna konaklama anlamında Floransa'dan daha ucuz değil bu arada.

Tekrar Floransa meceramıza dönelim. Otelimizden söz edeyim :

Tren garından çıkıp elimizde bavullarımızla otelimize gitmemiz sadece 5 dakikamızı aldı. Varışımızdan çok önce otele mail atıp 2 çocuklu olduğumuzu ve mümkün olduğunda alt katlardan oda ayırlamalarını rica ettik. Girişin hemen üst katına odamızı hazırlamışlar, bavulumuzu taşımamıza yardım ettiler.

Odada 4 adet tek kişilik yatak ve eşyalarımızı koyabileceğimiz bir masa ve dolap vardı, 4 kişinin aynı anda dolaşması epey zordu, banyo epey dardı, tuvalete oturunca dizleriniz duvara dayanıyordu. Eski bir binaya sonradan böyle tesisat giydirilirse ancak bu kadar olabilir. Sonuç olarak biz bu odaya sığdık mı sığdık, rahat ettik mi ettik, gerisi hikaye...Odamız temizdi, sıcak su her daim vardı.

Kahvaltı kısmına geçersek Türk tipi domatesli salatalıklı beyaz peynirli bir kahvaltı beklemeyin, sade ama lezzetli malzemelerin olduğu bir büfe vardı. Örneğin tereyağlı ballı ekmek, biraz kaşar, meyveli yoğurt, krosan, etimek yedik, çocuklar süt içtiler, biz de hala çok lezzetli bulduğum filtre kahve içtik. Sabah beslenme anlamında enerjimiz tam başlayabileceğimiz bir otel oldu.

Bu oteli seçmemin bir diğer sebebi de yaya bölgesine ve Doumo'ya çok yakın olmasıydı. Gün içinde çok mu yorulduk, hemen soluğu odamızda alıyor, fazla eşyalarımızı bırakıp biraz dinleniyor tekrar dışarı çıkabiliyorduk.

Nereleri gezdik? Neler yaptık?
- Çift katlı otobüse 2 günlük bilet ile etrafı dolaştık, çocukların çocuk hoşuna gitti, bayıldılar.
- Uffizi müzesine girdik. Girdik ama doğru düzgün gezemeden dışarı çıkmak zorunda kaldık.

  • İçerisi aşırı kalabalıktı, omuz omuza geziliyordu.
  • Havalandırması iyi değildi.
  • Çok fazla eser var, neredeyse üst üste asacak hale gelmişler.
  • Ünlü Venüs'ün Doğuş'unu görelim dedik, ama insanların kafalarından resmi uzaktan bir bütün olarak görmek mümkün değil. Omuz mücadelesi verip ön saflara geçmeyi başarırsanız o zaman belki tabloyu bütün görebilirsiniz.
  • Eğer gitmişken illa ki göreceğim diyorsanız, rezervasyonlu biletlerden online ya da müzeden almayı denemenizi öneririm. En azından sıra bekleme eziyetinden kurtarırsınız.
  • Uffizi müzesinin girişindeki meydanda çocuklar koşturdular, ressamları izlediler. En güzel kısmı buydu.


- Boboli Bahçelerine gittik. Güzel ve büyük bir bahçe olduğuna hiç şüphe yok, ama çoook büyük. Yazın o sıcakta gitmek bir hataydı. Eğer illa ki gideceğim derseniz yanınıza bol bol su, şapka, güneş gözlüğü, kremi alın, en rahat ayakkabınızı giyip öyle gidin. Ağaçlık alana ulaşabilirseniz gölgede biraz keyif yapmayı atlamayın.

Floransa şehir gezisinden çıkarılacak dersler :
- Yaz aylarında gitmeyin sıcak oluyor, hakkıyla dolaşılamıyor.
- Yaz aylarında gitmeyin, çok kalabalık oluyor, şehri insandan kalabalıktan göremiyorsunuz.
- Gideceğiniz müzeleri önceden planlayın, rezervasyonlarını yapın.
- Eğer yazın Floransa'ya gittiyseniz Boboli bahçelerine akşam üstü serin saatlerde gidin.

Başkaaaaa neler yaptık, Floransa'dan keyifle hatırladığımız neler kaldı aklımızda derseniz?

- Serin sakin ara sokakları
- Çocuklar meydanlarda koşturup kuşları kovalaması
- Çok lezzetli, gerçek meyveli dondurmaları
- Pesto soslu makarnaları
- Atlıkarıncası
- Filtre kahveleri
- Marketten aldığımız kahve ve makarnalar
- Selfie'lerimiz

Çarşamba, Ekim 08, 2014

Çocuklu Tatilde bavul hazırlama deneyimleri

Eveeet bir yaz mevsimini daha geride bıraktık, sonbahar kendini iyice hissettirmeye başladı. Çocuklar bu yaz 5 yaşlarını doldurdular, yaz demişken nasıl çanta hazırlıyorum paylaşmak istiyorum. ilk seyahatimizi çocuklar 1 yaşında iken yapmıştık. Geçtiğimiz 5 yıl içinde yurtiçi yurtdışı, uzun kısa, arabalı uçaklı farklı yolculuklar yaptık. Çocuklar büyüdükçe bavulun boyu küçüldü, içindekiler değişti; ama şunu kesinlikle söyleyebilirim ilaçlar ve ateş ölçer hep çantamızın demirbaşı oldu.

Şimdi ben çantayı nasıl hazırlıyorum? Öncelikle bir liste yapıyorum, excel de olur kağıt da olur. Daha sonraki gezilerde içerik mevsime ve yaşa göre değişse de hatırlatma amaçlı bu listeleri saklıyorum. Bu liste hazırsa çantanız hazır demektir :)

Listemde 4 ana başlık var :
1.     Sağlık malzemeleri
2.     Kıyafet
3.     Oyuncak
4.     Gıda

Bir de prensiplerim var : ( not : bu prensipler benim önceliğime göredir, öneri olarak yazıyorum, her annenin deneyimi ve önceliği farklıdır)

1.     İlk önce bavula ilaçlar hazır edilecek.
2.     Unuttuğum takdirde kolaylıkla satın alabileceğim bir şey için stres olmuyorum. (Örneğin hava beklenenden çok sıcak, hemen LCW mağazasından 2 penye şort alıyorum)
3.     3 günlük tatilde çocuk günlük proteini almadı diye stres olmuyorum.
4.     Kan şekerleri düşüp de cozutmasınlar diye bavulda taşınabilecek, gittiğimiz yerde yenisini alıncaya kadar yetecek miktarda badem, galeta gibi atıştırmalık yanıma alıyorum, bavula koyuyorum.
5.     Eğer çamaşır yıkama imkanı varsa ve yaz ise çantayı küçük tutmak için kıyafetleri -1 gün için az koyuyorum.
6.     Şapka her daim çantaya giriyor.

1-2 yaş için neler götürdüm? Listeye bakınca şok geçirmeyin, ilk seyahatimiz olduğu için biraz acemilik vardı.

·        İlk sırada ilaçlar elbette
·        Bebek bezi : kalınacak gün x 6 hesabı ile koca bi paket. Eğer gittiğiniz otele yakın market vs yoksa bebek bezinizi yanınızda fazla fazla götürün, az olmasın. Güvendiğiniz marka dışında mecburiyetten bir şey alıp da pişik olmayın.
·        Pişik kremi, şampuan, ıslak mendil
·        Bol bol body. Plajda iken omuzlarını korusun diye de hep body giydirdim.
·        Blender, toz tarhana, hazır muhallebi, elektirikli cezve  : Otelin yemekleri fena değildi, bu ekipmanlara gerek kalmadı, 2 yaş olduğumuzda sadece atıştırmalık aldık yanımıza
·        İçiçe konabilir, çantada çok yer kaplamayacak türden yaşlarına uygun oyuncaklar
·        Yemek dökülme olasılığı için bol tişört. Benimkiler önlüğe gıcıktı.

3-4 yaş için neler götürdüm?
·        Bebek bezi artık yerini adaptöre bıraktı, bavulumuz da aynı oranda küçüldü
·        Artık üstlerine daha az yemek döküldüğü için tişört sayısını “kalınacak gün sayısı +1” şeklinde hesaplıyorum.
·        İç çamaşırını hala bol tutmalısınız. 4 yaş tatilinde 3 gün ishal oldu çocuklardan biri, yıkayıp kurutalım derken ancak yetti.
·        Oyuncaklarını artık kendileri seçebilir, hatta kendi sırt çantalarını hazırlayıp taşıyacak yaştalar. Hatta hemen alın, çoraptı, küçük arabaydı, boya  vs gibi parçalar için bavulda yer kazanırsınız. Sadece sırt çantaları için dikkat edin ağır olmasın.
·        Oyuncak seçimini onlara bırakın dedim ama göz kulak olmakta fayda var, maazallah tüm bavulunuzu kaplayacak büyüklükteki dinozorunu ya da kitaplığındaki ennnn kalın kitabını seçebilir.

5 yaş için neler götürdüm?
Bu yaz 2 yurt içi, 1 yurtdışı gezisi yaptık, yurtdışı gezimizi daha sonra detaylıca yazacağım.
·        2 adet kabin içi boyda bavul aldık, şöyle arabalı cicili bicili bi şey değil, ama hafif kolay çekilebilir bir şey tercih ettik.
·        Tuvalet için adaptör filan yok artık, sadece ıslak mendil yeterli. Uni baby 15li tatil boyu da çıkmış bu arada :)
·        Bavullarını kendileri hazırladılar.
                - Anneeea ne koyucaaam?
                - oğlum 3 tişört koy
                - Aneeea başka ne koyucaam?
                - 4 çift çorap koy
                ....
                - Anneeea bavul doldu, oyuncaklarım hiç yer kalmadıııı amaaaa
                - kalır kalır, şunu bunu da koy
gibi bir diyalogla son 5 yılın en hızlı çanta hazırlama sürecini yaşadık. Onlar kendi bavullarını hazırlarken ben de bizimkini doldurdum. Onlarınkini kontrol ettim, gereksiz boşluklarını düzelttim, gidilecek lokasyona göre oyuncaklarını koydular.
·        Çocuklara da artık terlik gerekiyor, reklama girecek ama crocstan çok memnun kaldık, o kadar gezdik ettik, ayaklarını hiç vurmadı, parasının hakkını çıkarttı.
·        Oyuncak ebatları ve seçimleri değişti, çantalar da rahat etti. 2-3 minicik araba, 1 defter 3 kalem ile durumu kurtardık.
·        Deniz tatiline uçakla gidiyorsanız ve giderken eğer kalacağınız yere yakın market varsa evden taaaa oralara kova, tırmık vs taşımayın, hem bavulunuz hem de sizin aklınız rahata etsin, marketten 5-10 TL ye yenisini alın. 

Artık 6 yaş tatilimiz bakalım nasıl olacak. Bavul hazırlama konusunda heveslerini aldıkları için "anneee benim işim var şimdi, sen benim yerime hazırla" gibi cümleler duyma olasılığım yüksek gibi :) 

Çarşamba, Mart 26, 2014

Annelik Her Zaman Tozpembe Değil

Alalı epey olmuştu, ancak fırsat buldum okumaya. Daha 2-3 bölüm okur okumaz bu yazıyı yazmam gerektiğini anladım.

Sevgili anneler, anne adayları, anne olmayı düşünenler planlayanlar, annelik müessesesini merak edenler ve anneleri niye böyle davranıyor diye düşünen tüm çocuklar!!! Lütfen Blogcu Anne'nin yazdığı "Annelik Her Zaman Tozpembe Değil" adlı kitabı alıp okuyunuz okutturunuz.

ve tabii ki sevgili babalar, baba adayları sizler de bir zahmet bu kitabı alın, sabırla sonuna kadar okuyun, sizin için anlamsız, ama bizim için anlamlı olan o hareketleri niye yaptığımızı bir nebze anlarsınız :)

Pazartesi, Ocak 27, 2014

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...